Denize sıfır konumda kurulup 2600 yılı aşkın hala aynı yerde aynı konumda olan ender yerleşimlerden!
Burası Marmara… Ege’de, Akdeniz’de sayısız liman kentimiz var. Kimisi tektonik hareketlerle, bazıları başka sebeplerle bu özelliğini yitirmiş!
‘Parion’; Marmara’da hala kurulduğu yerde yaşayan bir liman kenti…
Az kişinin bildiği ‘Parion’un; hikayeleri çok!
Bir ‘Troas’ kenti burası!
‘Eusebius’, İ.Ö. 709 olarak vermiş kurulum tarihini?
Kentin adı ‘Parion’ olunca, yerleşimi ‘Paros’ adası ile özdeşleştirenler var. Tarihte elbette pek çok şey mümkün ama; ‘Paros’, Ege’nin ortasında Bodrum ile Yunan ana karası ‘Kalamata’ arasında, neredeyse tam ortalarında bir yerde. Buraya hayli uzak yani!
Yerleşimin ismine ilişkin ikinci varsayım; ‘Troya’ya yakınlığından, ‘Troas’ kenti olmasından, yıllar süren savaşta ve tabi ‘Ilyada’ destanında adı geçen kahraman ‘Paris’den geldiği?
Son seçenek çok ilginç! ‘Erityrai’li ‘Iason’ ile ‘Demetria’nın oğlu ‘Parius’dan geldiği? Bununla ilgili herhangi gerçekçi bir kanıta rastlanmıyor?
Burası ‘Paris’in kenti ‘Parion’…
30’lu yaşlarına dek burada yaşadığı söyleniyor. Ancak kentin ismi tarih sahnesinde başka yıllarda farklı! Burada ilginç bir nokta var! Tabi elimizdeki kaynaklara göre, birkaç yüzyıl fark olsa da, kuruluşa ilişkin ‘Miletos’un da adı geçiyor! Evet buraya uzak, ancak ‘Miletos’ gücü sayesinde Karadeniz’de dahi koloni kurmuş bir yerleşim! Bu arada şehir devletlerinde genelde birden fazla kurulum görülebilir. Çeşitli sebeplerle yakılıp, yıkılıp tekrar ayağa kalkma ya da istila sonrası bambaşka topluluklarca kuruluş gibi! Kanıtlar çok yeterli olmadığından kimi zaman buna cevap vermek gerçekten zor!
Çanakkale’nin ‘Biga’ ilçesinde, ‘Kemer’ köyündeyiz. Köyü arkamızda bıraktıktan sonra ulaşıyoruz ‘Parion’a.
Güvenlik nedeniyle antik limana giriş kapalı. Bu nedenle, ‘mavilikleri’ uzaktan görmek mümkün. Ama rüzgarı geliyor Marmara’nın buraya da!
Kazılar sürüyor antik kentte, buluntular çok az ama. Keşke tüm bu çalışmalara daha öncelerde başlanabilseydi!
Nekropol yapısının bazı bölümleri, Odeon; kısmi tiyatro, yamaçtaki ve diğer Roma hamam kalıntıları, agora ve dükkan oluşum parçaları, su kemeri kalıntıları, oda mezar bağlantıları ve mozaik döşemelikler çok az bölümleri ile gün yüzünde! Odeon, bölgenin en büyük ve en iyi korunmuş olanı!
Ticaret anlamında özellikle Roma döneminde çok önemli bir kent.
Var olan iki liman ile şarap, peynir ve balık ticaretine damga vurmuş.
Deniz ürünleri son derece önemli; kolyoz, yengeç, uskumru ön planda! Ama salyangoz? Evet; bu farklı hayvancık, yerleşimin özel unsurlarından!
Savunma için de önem taşıyan yapısıyla İ.Ö. 478’de ‘Attik Dellos’ Birliği üyesi.
‘Lampsakos’ ile, ‘Priapos’ ile, ‘Skepsis’ kentleri ile çevrelenmiş bir yerleşim burası!
Antik kazılar sonrası ortaya çıkarılan ince işçilikli alınlıklar önemli. Çeşitli kabartma ve niş’lerde rastlanan hayvan ve bitki tasvirleri özel. Yanı sıra sunak ve lahit parçaları ile taklar ve sütun başları ilgi çekiyor!
Antik çağda ticari anlamda son derece önemli olan kente limanlardan giriş yapanlar çok fazla. Ve burada liman girişinde konuşlanmış hamamlar var! Gelenler, vücutlarında herhangi bir bakteri taşıma riski ile önce bu hamamlarda komple bir temizleniyor, bir anlamda dezenfekte sonra kente kabul ediliyorlar!
Çanakkale merkeze 90 km. Biga’ya ise 30 km. mesafedeki ‘Parion’da Roma dönemi sonrası her beş yılda amansız gladyatör dövüşleri olurmuş. İ.S. 1.Y.Y.’ a tarihli günümüzde çok azı gün yüzüne çıkarılabilen yaklaşık 5 bin kişilik tiyatro, belki de bunun merkezi?
‘Heredot’da söz etmiş buradan, ‘Strabon’da…
‘Ksenophon’un anlattıkları da önemli! Parion için…
İ.Ö. 431-404 yılları arasındaki meşhur ‘Peleponesos’ savaşlarında, Atina’nın yanında yer almış ‘Parion’. Tabi ‘Sparta’nın düşmanlığını kazanmış. Ama yıllar içinde gerçek düşman ‘Persler’… Tüm coğrafyada olduğu gibi! Birden fazla kez egemenlikleri var burada.
Şimdi gelelim kentin özel hikayesine.
Yüz yıllar sonra Roma hakimiyetindeki kentte amansız bir aşk yaşanır. Güzel ‘Maria’, ‘Apollonius’a gönlünü kaptırır. Birliktelikleri her geçen gün sevgiyle, aşkla sürer. Ancak dönemin Roma Valisi de ‘Maria’ya delicesine aşıktır. Bunu bilen gençler gizlice evlenirler. Her ikisini de çok seven bir rahibin yardımı ile gerçekleşir bu. Vali, bir süre sonra durumdan haberdar olunca çılgına döner.
‘Maria’yı, ‘Apollonius’u ve fedakar rahibi öldürtür ve gömdürür. Günümüzde ulaşılan iki mezarda üç bedenden arta kalanlar yatmakta. Aşıklar birinde, rahip diğerinde!
2015’den bu yana ‘Vedat Keleş‘ başkanlığında kazılan ‘Parion’, iki bin yıllık bir mezar kitabesinin de ev sahibi…
Coğrafi olarak ‘Misya’ bölgesine de komşu olan kent, üç kez Roma kolonisi ilan edilmiş.
‘Julius Caesar’, ‘Agustos’ ve ‘Hadrianus’ dönemlerini kapsıyor. İkinci kez ilanı sonrasında ciddi bir mimari planlama yapılmış burada! Çok azı gün yüzünde olan tiyatronun bazı unsurlarında İ.S. 2.Y.Y.’a ilişkin mimari farklılıklardan söz edilmekte.
Bunun devamında yerleşimi, Roma ordusundaki lejyoner askerlerin emeklilik yaşamlarını geçirdikleri bir yer olarak görüyoruz.
İ.S. 3.Y.Y.’daki ‘Got’ların istilasında kent neredeyse yerle bir olmuş!
Hristiyanlığın kabulü ve büyümesi ile, pek çok kentin çok tanrılılık doğrultusunda önemini yitirdiğini görürüz tarih sahnesinde. ‘Parion’da tersi olmuş ama! Önemli olmayı sürdürmüş!
‘Bizans’ İmparatorluğu döneminde özel bir piskoposluk merkezi olması söz konusu! Bir yamaç üzerindeki haç planlı kilise bir örnek buna!
2008’de hızlanmaya başlayan kazı çalışmalarında, kent az da olsa ortaya çıkarılmaya başlanmış. İlk bilimsel kazıların 2005 yılında başladığını düşünürsek ne kadar geç kalındığını anlayabiliriz. 2012’de ‘Cevat Başaran’ başkanlığındaki kazılarda ‘Kentarus’ heykeli bulunmuş.130 cm.’lik heykel; belden yukarısı insan, aşağısı ise at görünümlü mitolojik bir figür. İ.S. 2.Y.Y.’a tarihlendiği düşünülüyor.
Görevi ‘Vedat Keleş’e devredene dek baştan beri çalışmaların başkanı ‘Cevat Başaran’! Ancak bu değerli hocanın çalışmaları bununla da sınırlı değil. Zira 1997’lerden başlayarak bu çevrede yüzey araştırmalarını yapan kişi!
Yüzey araştırmalarından söz açılmışken, bölgede 1800’lü yıllardan başlayarak çeşitli dönemlerde özellikle yabancılar tarafından yapılan çalışmaları da görüyoruz. Kimileri bu bilgileri çeşitli yayın organlarında yayınlamış.
Yıllar öncesinde Türk araştırmacı olarak iki önemli isme rastlıyoruz bu bölgede…
1949’da ‘İsmail Kılıç Kökten’, prehistorik çalışmalarda bulunmuş. 1970’lerde de Çanakkale ve çevresinde özel çalışmaları ile tanınan ‘İlhan Akşit’ yüzey araştırmaları yapmış. Günümüzde yapılan kazılarda kuşkusuz tüm bu çabaların katkısı var!
Yolunuz Çanakkale Biga tarafına düşerse, Parion için zaman ayırın derim. Çok fazla bir buluntu ile belki karşılaşmayacaksınız ama unutmayın tarihi soluyacaksınız!