Batı sınırımıza çok yakın; bir Yunan kenti…

ALEXANDROUPOLİ…

Sokaklarında Türkçe konuşulur; adı da aslen DEDEAĞAÇ’tır!

Bu kentin sembolü ‘deniz feneri’. 1880’e tarihli yapının yüksekliği 18 m. denizden ise 27 m. yukarıda. Kim yaptırmış; 2. Abdülhamit…

Evet, ‘Alexandroupoli’ Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde kalmış yıllarca! Ancak pek bir eser yok o döneme dair.

‘Selahattin Camisi’ olarak da bilinen ‘Dedeağaç Camisi’ diğer son örnek. Ve cami, ilginçtir ibadete açık!

Bu bölge, eski bir Türk mahallesi ve civarında bir de Türk okulu var. Dolayısı ile sokaklarda çat pat Türkçe konuşmalara tanık olacaksınız. Ancak buralı eski Türkler çok iyi konuşuyorlar dilimizi. Bunlardan birisiyle uzun uzun sohbet etmiştik.

Evet ‘Yunanistan’dayız. Ve kara sınırımıza en yakın kentteyiz.
İstanbul buradan 300 km. civarında, üç saat kadar. Tabi İstanbul bir memleket! Nereden gittiğinize bağlı?

‘İpsala’ sınır kapımızdan uzaklık ise, sadece 40 km. kadar.

Buraya özel aracınız ile gitmenizi öneririm. Yakında görülmesi gereken çok güzel köyler var. Ayrıca burası büyük bir liman! Başta ‘Thassos’ olmak üzere adalara geçebilirsiniz. Bunların büyük bölümü feribotlar ile sağlanıyor. Dolayısı ile arabanızı da geçirmeniz olanaklı.

Elbette ‘Schengen’ vizeniz olacak, bolca Euronuz ve de sigortalarınız. Araç için olana yeşil kart deniyor. Size tavsiyem haftalık gibi kısa süreli almayın, seyahat planınız kısa olsa da! Mesela üç aylık alacağınız bir süre için ödeyeceğiniz para; bir haftalık süre için ödeyeceğinizden çok az yukarıda! Uzun süreyi tercih edin belli olmaz çok seversiniz ve belki de defalarca geçersiniz. Her seferinde lazım olacak.

‘Alexandroupoli’nin bizlerce bilinen ismi ‘Dedeağaç’.

Osmanlı döneminde ilk kentleşme çalışmaları olduğundan, uzun yıllar bu isim ile anılmış. Türk nüfus, hala bu adı kullanıyor.

1920’de Yunan Kralı ‘Alexandros’un burayı ziyaret ettiği biliniyor. Ama öncesinde, yaklaşık bir yıl kadar, kentin Yunanistan’a bağlanmasında etkili! Alexandroupoli adı, bu kraldan geliyor!

Kent daha öncesinde 1. Dünya savaşı sonrası Bulgaristan’a bağlıymış.

Dimokraties ‘Demokrasi’ caddesi, denize paralel olarak boydan boya uzanır.

Kentin merkezidir burası. Şahane cafeler, publar, restler süsler caddeyi. Ünlü mağazalarda, art arda sıralanmıştır!

Ve gece başlangıcında kimi mekanlar adete kılık değiştirir! Başka bir hale dönüşür? Ardından, ‘Alexandroupoli’nin ünlü gece yaşamı başlar. Ve sabahlara kadar sürer…

‘Retsina’ ve ‘uzo’ su gibi akar bu gecelerde! En çok tüketilenlerde ‘mastika’da var.

Ama Yunanlılar için vazgeçilmez içecek soğuk kahvedir. Burada da çokça görülür. Hele sabahın erken saatlerinde; kahvaltı zamanında! Ancak onlar için zaman hiç fark etmez neredeyse tüm gün tüketilir ‘frappe’!

Buranın mutfağında elbette deniz ürünleri, balık çeşitleri ön planda! Ancak Yunan mutfağının geleneksel izleri de görülür.

‘Alexandroupoli’ küçük bir yerleşke. Yerel nüfus 60 bin civarında.

Buna karşın minik bir havalimanı var kentte. Ancak ülkemizden ulaşım söz konusu değil.

Türkiye’ye yakın olduğundan sokaklarda bolca yurttaşımız görülür. Özellikle de yüksek sezonda; yazın.

Hakim dil tabi ki Yunanca, ancak İngilizce de hemen her yerde konuşulur.

Yüksek sezon deyince, özel günlerde bayramlarda hatta hafta sonları burayı tercih etmek sıkıntılı olabilir. Sınırda saatlerce beklemek olası?

Özellikle her geçişimde tır konvoylarına bakar ve üzülürüm. Çünkü onlar her turda saatlerce, bazen güzlerce beklemek zorundalar; mecburi kontroller için…

Ülkemizden buraya tarifeli otobüs seferleri var. Ve fiyatlarda çok pahalı değil, düşünebilirsiniz? Ama burada her zaman araba lazım olacak. ‘Oradan kiralarım’ derseniz o başka bu seçenek tabi…

Hemen her Yunan yerleşkesinde olduğu gibi burada da genelde akşam yemekleri dışarıda yenir. Ve masalarda uzun saatler geçirilir.

Gençler için kentin renkli gece yaşamından söz etmiştik.

Sıra biz yetişkinlerde! Bu uzun süren yemeklere eşlik edecek geleneksel Yunan müziğini bulabilir miyiz? Kısmen de olsa, evet!

Geleneksel Yunan mutfağından lezzetlerini tadarken, buzukiler eşlik edebilir size? Üstelik usta ellerde!

Belli bir yaşın üzerindeki müzik ustaları; olası emeklilik zamanlarında buraya gelip yerleşmişler? Arada, özellikle hafta sonları hem mesleklerini icra ediyor hem de keyif alıyor. Tabi bizlere de keyif veriyorlar.

Ne diyelim, elleri dilleri dert görmesin, hem çalıp hem de söylesinler ömürleri yettiğince!

İlk kuruluşun I.O 340’larda Büyük İskender tarafından olduğu söyleniyor. Ne yazık sınırlı tarihsel bilgilere sahibiz!

Sonrasında küçük bir balıkçı köyünden, bugünlere gelmiş ‘Alexandroupoli’…

Deniz kenarı olunca tabi plajlar ön plana çıkıyor.

Kente yakın ‘Makri’ minicik bir köy ve plajları ile özel.

Eşsiz lezzetlere sahip lokantaları da dikkate değer.

‘Aya Yorgi’ plajından çokça söz edilir! Başkaları da var ama! ‘Hili’ mesela dikkate alınmalı.

Kente yakın bir bölge ‘Agia Paraskevi’! Burası da plajları ile dikkat çekici. Her yıl Temmuz ayında minik çaplı bir festival düzenlenirmiş. Diğer yandan bölgede ki ‘Ammo Ammo’ plajı,  buranın özeli…

‘Kiani Akti’de görülmesi gereken yerlerden.

Kent elbette sadece yaz aktiviteleri ile önde değil.

Uzak tarihine ilişkin bilgiler az olsa da, yakın tarihe ilişkin bilgiler sınırsız. Bu bilgilerle donanmış materyallerle dolu müzelere bakalım o halde. 

‘Trakya Etnoloji Müzesi’ buna en iyi örnek. 2002’den beri faaliyette olan müzede yerel kostümler, gündelik eşyalar, aletler, süsleme malzemeleri vb. yıllar öncesinde kullanılan neredeyse her şey sergileniyor.

Yapı 1890’lara tarihli bir konakta ziyaretçilerini ağırlıyor.

‘Dedeağaç Tarih Müzesi’nde de, modern müzecilik anlayışına tanıklık edin. İnteraktif yaklaşımla hizmet veriyor ancak çokça bilgi ve görsel materyale sahip. Başkaları da var…

Bu minicik kentteki müzeler, hayran bırakıyor ziyaretçileri!

Alexandroupoli’de ‘Metropol Meydanı’nın ayrı bir önemi var.

Kentin simgesi olan fenere çok yakın; tren istasyonuna da… Bu arada tren istasyonu ile kent limanı iç içe. Neredeyse bitişik. İstasyonun arkasında günün her saati taxi bulabileceğiniz bir durak var.

Yine buralara yakın bir mekana gidelim. ‘Fauna Müzesi’ne. İlginizi çekebilir?

Diğer yandan yakınlarda bulunan ‘Ermeni Ortodoks Kilisesi’ de görülesi! Mermer işlemeli, haç biçimli yapı enteresan! Kentte basitten görkemliye, tabi çeşitli zamanlara tarihli şık kiliseler var!

Özellikle İstanbul ve çevresinde yaşayanlar, Trakya bölgesindekileri saymıyorum zaten gidiyorlar. Bu kenti mutlak görün derim. Birkaç gün geçirin burada, severseniz uzatın tatilinizi. Belki de yakın adalara geçersiniz kim bilir?

Rotanızda olsun burası; ‘Alexandroupoli’…