Aslan heykelleri, taş üstü kabartmaları, sayısız hayvan figürleri ile özel.
Ülkemizin en büyüğü; dünya da sayılı!
Büyük usta Halet Çambel buralarda çok iyi bilinir. Ve tabi eşi büyük usta Nail Çakırhan’da… Işıklar üzerinde olsun her ikisinin de…
Ülkemizin ilk, en büyük açık hava müzesindeyiz. Adana Osmaniye’de, Kadirli ilçesi burası…
Müze; Osmaniye’ye 33, Kadirli’ye 22 km. mesafede.
Aslantaş Açık Hava Müzesi…
İsmi, olası bulunan aslan başlı heykellerden geliyor. 4341 hektar büyüklüğündeki bir milli park içinde!
Elde edilenler buluntular, sonsuz keyifli.
Burada olmak, bu çekimi gerçekleştirmek gerçekten olağanüstü…
Aslantaş, Ceyhan Irmağının doğu sahilinde; Domuztepe olarak adlanan bir yerde. Irmak aşağılarda büklüm büklüm akıyor, muhteşem.
1946 yılında, yörede çobanlık yapanlar koyunlarını otlatırken kimi oluşumlara rastlıyorlar ve bunları Adana Müze Müdürlüğüne bildiriyorlar!
Bu bilgi ve tespitler o denli değerli ki; aynı yıl Alman Arkeolog H. Bossert kazı çalışmalarına başlıyor.
O dönemi düşünmeli, burası Adana’ya 135 km. mesafede. Bu günkü ulaşım ile!
İlk çalışmalarda elde edilen bulgular ilgi çekiyor. Süreç yürüdükçe buranın bir kale olarak inşa edildiği olduğu ortaya konuluyor.
I.O. 8. Y.Y.’da Adana ovası hükümdarı; burayı olası kurulumun kuzeyindeki vahşi kabilelerin saldırısına karşı bir sınır kalesi olarak inşa ettirmiş! 638 metre rakımlı bir tepe ve kullanılan sur duvarları 2-4 metre genişlikte.
Bu kale, doğu batı yönünde 196 metre, kuzey güney yönünde ise 376 metre uzunlukta!
Burası, kurucudan dolayı Asativada adını almış.
I.O. 725-720 arasında Asur kralı 5. Salamonsor’un ve daha sonra I.O. 680’lerde Asarhad tarafından ele geçirilip yıkıldığı bilgisi var!
Zaman içinde, burada bulunan eserlerin başka yere taşınması söz konusu olamamış! Bu çok olası değil zira! Ele geçenler hem büyük boyutlu ve hem de taşınması kütle anlamında çok riskli…
Yerinde sergilenme durumu ortaya çıkmış ve bu anlamda bir açık hava müzesi oluşturulma çabası ve tabi diğer daha küçük buluntular için de kapalı bir alanın inşası fikri ortaya çıkmış.
Bu anlamda, Franco Minissi adına rastlıyoruz. İlk düşünen… Yıl 1961…
Turgut Cansever ustanın katılımı ile tasarlanıyor Aslantaş Açık Hava Müzesi projesi.
Uygulamada ise çok büyük bir ustanın imzası var Nail Çakırhan! Elbette hepsi bir arada çalışmış!
Eşi Halet Hoca ile Muğla Akyaka’da bir mucize gerçekleştirmişlerdir!
Nail Çakırhan ile eşi Halet Çambel; muazzam bir mimari ekolü Akyaka’da ortaya koyup, uluslararası ödüllerle onurlandırılmışlardır. Kısaca bu çift müthiş…
İşte bu ikilinin sihri, burada çok önceleri hayata geçiyor!
Çekim için gittiğimiz köylerde, kimi avluluklarda; yaşanmayan köy evleri diyelim, mutfak olarak kullanılan yerlerde çeşitli mozaik kaplamalarla karşılaştık! Ev sahiplerinin söylediği şuydu; Halet Hoca hepsini tek tek inceler ve evlerimizi periyodik ziyaret ederdi… Bilim insanı olmak sanırım böyle bir olgu?
Toros dağlarının etekleri buralar ve eski bir kervan yolu… Açık sarı, esmere dönen sert taneli bazalt taşı bu bölgeye özel. İşte bu taşlar ile çok özel eserler hayata geçirilmiş. Tabi ki olağanüstü bir işçilikle…
Hitit’lerin ve Fenike’lilerin etkisi olağanüstü; tarihsel geçmişte…
Aslantaş Açık Hava Müzesinde sayısız eser sergilenmekte…
Fırtına tanrısı heykeli bunların en ünlüsü!
Aslan başlı insan vücutlu heykeller, hayvan desenli kabartmalar, çok sayıda doğa kabartmaları, farklı figürler, hepsi burada…
Ana girişin hemen yanında kapalı müze oluşumunda daha küçük objeler sergileniyor! Ama onlar da özel! Burası bambaşka bir dünya…
Buraya gelirken merak duyacaksınız; giderken hayretler içinde kalacaksınız!
Dünya üzerinde Hitit yazılarının ilk kez burada okunmuş olması ve bu yazıların çözümlenmesi için; Anadolu’da I.O. 2000 yılına kadar giden bir hiyeroglif bağının çözülmesi, burayı bir kat daha önemli kılıyor! Belki bu gelişme olmasaydı; Mısır’ı bu denli iyi tanıyamayacaktık?
Çekim için sabahın ilk saatlerinde buraya geldik. Kuş cıvıltıları vardı sadece… Biraz da altta akan nehir yatağının sesi… O ortamda devasa heykeller ile karşılaşmak olağanüstü!
Buraya araç ile gelmek şart!
Kadirli’de Kızyusuflu sınırları içinde. Aslantaş baraj gölü kıyısında yer alan bu merkez, 55 bin m2 büyüklükte ve yayan olarak gezilecek!
Malum Adana her daim sıcak. Bu yükseltilerde bile! O nedenle sonbahar ideal zamandır ziyaret için; hatta sonları, Ekim gibi mesela düşünün. Elbette yağmurlara dikkat!
Adana ve çevresindeki arkeolojik bulgular, ne yazık ki Türkiye’de yeterince değer bulamamış!
Bunun en önemli nedeni ülkenin Ege coğrafyasında sahip olduğu sayısız değerler… Akdeniz veya tam güney diyelim daha az önemle irdelenmiş!
Türkiye’nin her tarafı elbette çok özel buluntulara sahip; tarih sahnesinde ve ne yazık ki bilinmeyen bulunmayan dolayısı ile halk ile buluşturulamayan sayısız değere sahibiz! Bizim tanıtma çabalarımız sürecek. İnşallah yetkililerin duyarlılıkları da en az bizim kadar olur. Ve bu dünya mirasları çok daha geniş kitlelerce tanınma olanağı yakalar!
Aslantaş Açık Hava Müzesi, en önemli bir açık hava müzesi; bırakın ülkeyi; dünyada özel! Mutlaka görülmeli…