BİLİNMEYEN BİR; CASSIS !

Evet,  bu kez rotamızda Güney Fransa’nın yine pek bilinmeyen ama muhteşem kasabası Cassis var!

Öncelikle belirtmeliyim ki; sıcacık, içten sizi sarmalayan bir kasaba Cassis. Mesela doğası gereği çok benzetilen St. Tropez’de bunu bulmak çok zor.

Ultra değil ama şık restaurantlar,  cafe-barlar, güzel tekneler, muhteşem bir hava ve keyifli sokaklar… İşte Cassis…

M.Ö 5-6 Y.Y.’ a dayanan tarihini;   biz gezginlere aktaracak pek bir malzeme yok.  Bir görüşe göre; M.Ö 1.Y.Y ile M.Ö 6.Y.Y. arasında etkin bir liman kimliğini gösteren bulgular var. Seramik ögeler, ancak net değil! Küçük müzesin de ise, 1600’lü yıllara tarihlenen resimler ön planda. Çok az Roma kalıntısı ve birkaç amfora, hepsi bu…  Beldeyi tepeden sarmalayan kale ise, gerçekten önem taşıyor. Ancak,  bir turistik beldeye yakışacak herşey var burada. Elbette fotoğraf tutkunlarını mutlu edecek kareler de mevcut.

Küçücük ama tertemiz bir limanı çevreleyen pek çok dükkan. Hafta sonları sokaklarda, cafelerde,  restaurantlarda;  insanlar sırt sırta ama asla itiş kakış  değil. Tartışma, kavga yok. Herkes  olgun, kibar ve neşeli. Tanımadığınız kişi bile; selam verecek, tebessüm edecek kadar insan! Bizde nadir görülen bir durum!

 

 Cassis’ de elbette güzel yemekler yedik, muhteşem şaraplar içtik. Beyaz şarabı ile ünlü belde de; her yıl Eylül ayında düzenlenen bir şarap festivali var. Üzüm bağları gerçekten görülmeye değer.

Fransız mutfağının spesiyalleri yanında, elbette deniz ürünleri ile de yemek kültürü ön plana çıkıyor.

 L’hotel De Ville (Belediye Sarayı), Baragnon çeşmesi, Dörtlü milletler çeşmesi görülebilir. Dalmanın yasak olduğu, rivayete göre 27 bin yıl öncesine tarihlenen bir mağara mevcut. Hayvan çizimleri ve gravürler duvarlarını süslermiş.

Kasabanın,  limandan yukarıya doğru çıkan ara sokaklarında, tıpkı limandaki gibi belli bir kültürün izini taşıyan binalara rastlamak olası. Sokakların büyük bölümü araç trafiğine kapalı ve bu uygulama turistler tarafından da alkışlanıyor.

 Turist profiline baktığımızda;  genelde yerli turist ağırlıkta. Zira Cassis,  diğer ülkelerce pek keşfedilmemiş durumda. Pırıl pırıl denizi, kumsalları, mutfağı, limanı ve doğası ile, aslında keşfedilmeyi bekliyor. Burada kumar tutkunlarını mutlu edecek Casino’lar da mevcut.

Cap Canailles! Fransa’nın en uzun kıyı şeridi yanında dağlardan denize iniş yaklaşık 400 metre civarında. Bölge aynı zamanda ciddi bir tüplü dalış merkezi. En vau ve Sormio koyları görülmeye değer. Bu arada yabanıl hayat da önem taşıyor! Beldeyi çevreleyen  ‘yeşilde’ 50’si nadir 900 den fazla bitki ile hayvan çeşitliliği görülmekte…

Çokça benzetilen St. Tropez/ Brigitte Bardot örneğinde olduğu gibi, uluslararası ünlülerle beldenin beraber anılması;  Cassis için sözkonusu değil. Fransız medyasının değerli bulduğu bir iki ünlü isim burada doğmuş, yaşamış veya ölmüş . Ancak Cassis’in tanıtımına katkı sağlayacak düzeyde değiller. Ressam  Dufy ve Signac ile heykeltraş Derrain buradan etkilenmişler.

Belki de hemen yanı başındaki Marsilya’nın gölgesinde kaldığı düşünülebilir. Marsilya, Avrupa’nın sayılı limanlarından biri… Genelde ilk üç’ün içinde. Ve, bir merkez konumunda.

Bir farklılık; Fransa’ nın belki de en yüksek siyahi nüfusunu barındıran kentlerinden biri olan hemen Marsilya’nın yanıbaşındaki Cassis de, bu tabloyu görmek olası değil. Yine Marsilya, gasp, tecavüz, hırsızlık, kapkaç gibi suçlarda,  Fransa’nın ötesinde Avrupa genelinde üst sıralarda olmasına karşın, Cassis bu anlamda neredeyse tertemiz!

Söz Marsilya’dan açılmışken, Cassis’e ulaşım için en uygun nokta burası. Ülkemizden Marsilya’ya tarifeli uçak seferleri mevcut. Oradan da Cassis’e kiralık araçla, otobüsle veya trenle ulaşım mümkün.

Elbette teknecileri unutmadık. Burası çok sayıda tekneyi barındırabilme yeteneği ile, yatçıların ayrıca gözdesi. Kiraladığınız ya da kendi tekneniz ile Cassis’e gitmek de olası. Zira buraya büyük gemi seferleri yok. Ancak Fransız limanlarındaki harç ve vergilerin yüksekliği de bir gerçek.

Cassis’ i doyasıya yaşamak için 2-3 gün yeterlidir. Konaklama olanakları için yüksek sezonda özellikle önceden bakmak lazım. Keza  Marsilya dan günübirlik turla  da gidip dönülebilir. Elbette Marsilya da konaklama seçenekleri çok fazla. Ancak Cassis’ de gün batımında mutlaka bir akşam yemeği almanızı,  elbette kaliteli beyaz şaraplar içmenizi öneririm. Ee,  bu da kalmayı gerektirecektir…

Fotoğraf tutkunları için ise,  liman ve çevresi ile arka sokaklar önemli.  Kendisi kadar ünlü deniz feneri ve elbette birbirinden şirin tekneler, kadrajınızı fazlasıyla dolduracak nitelikte.

 Cote d’ azur’un bu güzel beldesini mutlaka görün;  beğeneceksiniz.