Şüphesiz İzmir’in en önemli tatil beldesi! Gerçi artık kışında yaşayanlar var!
Çocukluğumun Çeşme’sinden aklımda kalanlar; sığ sular ve dalgalı denizler… Günümüzün Çeşme’sinde bu özellikler devam ediyor. Ama belki denizler o günkü kadar temiz değil?
Çeşme genelde eser, ferahlatır. Dalgalı denizleri de fena gelmez hani!
Özellikle yazın kimi koylardaki püfür püfür esinti, cennetin yoldaşı gibidir.
Çeşme uluslararası bir liman! Cruise’ler buradan kıta Avrupa’sının pek çok yerine sayısız yolcu taşır. Yunanistan ve adaları elbette başka parantez! Yakın denizlerdeki, Chios bizimkiler ‘Sakız’ der. Ada, sakız ağaçları ile ünlüdür çünkü! Onu başka bir bölümde değerlendirelim. Çeşmenin tam da karşısındadır. Tabi turizm adına olağanüstü! Kimi zaman onlar buraya gelir, bazen de biz gideriz.
Chios aslında Çeşme ile vardır!
Denizden başladık oradan devam. Burası da pek çok Ege kasabası gibi kaptanların, yatçıların gözdesi. Nedenlerden biri; Çeşme Marina! Bambaşka bir hayattır. Renk renk dekore edilmiş dükkanların sarmaladığı; çok şık, pub ve restlerin sıralandığı bir dünya. Hemen her ülkeden gelen sayısız teknenin süslediği pontonlar, çok farklı bir manzaraya çağırır sizi. İzlemeye doyamazsınız. Denizde 400, karada 100 tekneye hizmet veren marinada, 60 metre uzunluktaki tekneler dahi barınabilir!
Çeşme merkezden denize girmek eskisi gibi değil. Altınkum’da denilen upuzun plaj, benim çocukluğumdaki gibi değil! Yeni keşfedenlere şık gelebilir belki? Burası açık denize bakar, dalga alır ve artık çok kalabalık…
Favori koyum Aya Yorgi’dir; Çeşme’de!
Burada denizler başkadır. Pek çok donanımlı beach var; paraya kıyılacak ama… Akşamları da efsanedir. Gün batımında night club’a dönüşür mekanlar ve gerçekten eğlence doruktadır!
Peki en iyi yemek nerede yenir?
Şüphesiz Dalyan’da! Elbette burası da eskisi gibi değil. Ben Dalyan’ı ilk keşfettiğimde, sadece iki lokanta vardı ve gerçekten lezzetler eşsizdi. Şu anda da iyi belki ama, sanki o tat yok. Bana mı öyle geliyor; eski halini özlediğimden?
Son yıllarda büyük değişimler oldu Dalyan’da! Eskiden o boğaz da bir avuç tekne gecelerdi. Sabah bomboş olurdu liman; şimdi öyle mi? Yine de keyiflidir burası. Ağlar, paraketler, kaptanlar, miçolar akşamları yaşatır size. Kediler de şahitlik eder, tabi ara ara verilen balıklar eşliğinde!
Çeşme’de denize dik inen anayolun arkalarında kalan, az da olsa eski sokaklara bayılırım. Cumbalı mekanlar mesela, hala birkaç tane var! İlçenin üst taraflarını neredeyse apartman diyeceğimiz yapılar kapladı! Eski hali çok keyifliydi. Zaten asıl Çeşme oydu! Cumbalı eski Rum evlerinde kim bilir neler yaşandı?
Çeşme, aslında İzmir Levantenlerinin tatil yeridir.
Hatta İzmir’in merkeze uzak ilk tatil beldesidir! Hadi biraz eskilere gidelim.
İzmir merkeze sadece deniz yolu ile bağlı olan, yani salt tekne ile ulaşılan ilk tatil semti; Karşıyaka! Tabi şaşırdınız. Orası İzmir’in merkezi! Hayır; eskiden merkezden uzak bir sayfiye yeriymiş Karşıyaka! Sonra sonra kent büyüyünce, merkeze dahil olmuş!
Devamında merkezden daha uzak bir noktada tatil yapacakların tercihi; Çeşme… Levantenler de, başı çekmiş! Çeşme; böyle Çeşme olmuş!
Özel bir topluluktur ve yaşamayı bilir; Levantenler!
Şu anda modern karayolu ile İzmir’e neredeyse 80 km. mesafede Çeşme. Adnan Menderes Havalimanı ise yaklaşık bir saat uzaklıkta. Ulaşım kolay buraya!
Çeşme deyince tabi kale akla gelir.
Savunma amaçlı yapılan kale ile ilgili anlatılanlar ilginç. 15. Y.Y.’a tarihli bir ‘Ceneviz’ mirası! Amaç, hemen karşıdaki ‘Chios’ adasının güvenliği! Kimi kaynaklarda 2. Beyazıt tarafından yapıldığı yazılı! Yanlış! O zaman büyütülmüş ve yenilenmiş! Dikdörtgen planlı yapı, günümüzde müze olarak da hizmet veriyor. İlkin 1965’de Topkapı Sarayı’ndan getirilen silahlar sergilenmeye başlanmış. Sonrasında civardaki kazılarda, özellikle ‘Erytrai’ kazılarında çıkarılan çanak, çömlek, heykel ve sikkeler, tarih severler ile buluşturulmuş!
‘Erytrai’; ‘Tunç Çağı’na dek uzanan tarihi ile Çeşme’ye ayrı bir değer katıyor!
Keşke çok daha arkeolojik kazı yapılabilse burada! Kim bilir toprak altında neler yatıyor? Birçok dizi ve filme de set olan yer; Çeşme merkeze yaklaşık 20 km. uzaklıkta, ‘Ildırı’ köyünde! Mutlaka ziyaret edin.
Eski Çeşme’nin merkezi, kale ve civarıdır. Kışın gidildiğinde yaşam buradadır. Çok eski oteller var; hala da hizmet verirler. Ana limanın tam karşısıdır bu nokta ve kışın bile iyi mutfaklı lokantalar bulunur! Ege mutfağının tam anlamı ile yansıtıldığı mekanlar belli bir noktaya geldi ama; zaman içinde! Karşısı Chios… Yunan mutfağının en leziz adalarından biri!
Zeytinyağlılar yenir, balıklar buğulanır, patlıcanlar, biberler közlenir. Çeşmeye de bu yakışır! Kavunu, enginarı güzel… Ege otlarının büyük bölümü de bulunur ve mutfakta kullanılır!
Özellikle son yıllarda çok gündemde olan ‘Kumru’… Gerçekten de leziz; ve buraya ait. Tadın onu…
Çeşme’de yıllar önce festival yapılırdı ve oldukça da ilgi toplardı, artık yok. Belki bir gün tekrar; kim bilir?
Yabancı turist, özellikle de İngilizler tercih eder burayı. Yerli turist de ise kalite kısmen yüksektir, diğer beldelere göre.
Burada ‘Paparazzi’ adında bir koy vardı! Ünlüler, Bodrum beachlerinden önce boy gösterir ve magazin malzemesi olurlardı. Halada var belki? Çeşme ilginçtir o anlamda da… Işıltılı, şatafatlı bir hayatı tercih edenler için de bir merkezdir!
Yabancı turist, özellikle de İngilizler tercih eder burayı. Yerli turist de ise kalite kısmen yüksektir, diğer beldelere göre.
Burada ‘Paparazzi’ adında bir koy vardı! Ünlüler, Bodrum beachlerinden önce boy gösterir ve magazin malzemesi olurlardı. Halada var belki? Çeşme ilginçtir o anlamda da… Işıltılı, şatafatlı bir hayatı tercih edenler için de bir merkezdir!
Alaçatı bugün bir marka, Çeşme sayesinde.
Rüzgarlı bölge, sörf tutkunları için tabi ideal. Belki de kabına sığamayan Çeşme’nin bir uzantısı demeli? Salt o değil! Keyifli sokaklar, muhteşem yapılar ve ilginç lezzetleri ile bir Luxury…
Su sporlarından hoşlananlar, şahane kumsalı ile öne çıkan ‘Boyalık’ plajını da deneyebilirler. Çiftlikköy’deki ‘Pırlanta Plajı’ da, dalgalı denizleri ile bir sörf merkezi.
Rüzgardan, esintiden hoşlanmayan, durgun deniz tutkunlarının adresi ise; ‘Paşalimanı’ koyu! Ama dikkat, sular buz gibidir. E her güzelin bir kusuru olacak!
Şifne’de; Çeşme’den doğan bir merkez!
Şifalı suları ile gündemde. Ilıcalar, kaplıcalar… Sağlıklar!
58 dereceye ulaşabilen suları ve çamur banyoları ile pek çok hastalığın tedavisi burada! Doğa, kimi zaman ne kadar cömert! Şifne’de denizler alabildiğince soğuk ve derindir!
Gelelim Ilıca’ya!
Zaten adı üstünde. Merkeze yaklaşık 5 km. mesafedeki bu belde, denizin içindeki termal suları ile ön planda! Dedik ya; bu bölge aynı zamanda doğal bir kaplıca. Şifne ile beraber Ilıca, bu özellikleri ile en şanslı olanlardan! Ilıca için söylenecekler salt bu değil! Altın sarısı kumları ile 2-3 km. uzunluğu aşan plajı ve muhteşem denizi, o’nu ayrı kılıyor!
Toplam kıyı şeridinin yaklaşık olarak 140 km.’ye ulaştığı varsayılan Çeşme, deniz anlamında salt tatilcileri mutlu etmiyor. Koy ve su çeşitliliği ile, farklı olduğunu kanıtlıyor Ege’de…
Altınyunus’u bilmeyen olabilir mi? Yıldızburnu; peki Deliklikoy? Buralar, daha az bilinir! Görün derim…
Her sabah gezi teknelerinin çıktığı bilinen rotalar vardı, Çeşme’de! ‘Eşek’ adası ve ‘Tavşan’ adasının görüldüğü bu turlar hınca hınç dolu olur ve deyim yerindeyse gezi bir kabusa dönüşürdü! Çok bir özellik yok bu turlarda. Lacivert, temiz açık denizlerin haricinde!
Mümkünse, tabi görmek isterseniz ya kendi tekneniz, ya da tanıdık bir tekne ile gidin derim; az kişi ile!
Yakınlarda bir köy var! Germiyan…
Merkeze yaklaşık 20 km. mesafede! Yerel bir sanatçının girişimi ile köy adeta yeniden şekillenmiş. Duvarlar rengarenk boyanmış; ışıltılı… Bambaşka bir hayatı yaşatır gibi? Zamanı olanlar görebilir! Bu arada Ege’de, başka köylerde de benzer faaliyetleri gördüm. Gerçekten çok hoş!
Son olarak da, Aya Haralambos Kilisesinden söz edip, nokta koyalım gezimize. 1830’a tarihli yapıda zaman zaman Chios’dan gelen Rum’ların ayin yaptığı bilgisi var. Ben hiç tanık olmadım. İçerideki freskler görülmeye değer. Ne yazık ki eski Çeşme’ye ait tarihi mekanları bugünlere taşıyamamışız! Örnekler son derece kısıtlı!
Ege’de gerçek bir inci Çeşme! Tabi yaz turizmi ile çok ön planda! Ama kışında gitseniz birkaç gün, o sade yaşam çok iyi gelir. Ben denedim, keyifliydi!