Antik çağda, özellikle İ.Ö. 4.binden sonra, Mısır’dan Çin’e, tabi başka coğrafyalarda da sayısız kehanet merkezi vardı. İnsanlar büyü, fal ve kehanetlere göre hareket ederlerdi. Kendilerini etkileyen her olgunun bir tanrısı olabileceğini düşünürlerdi. O tanrılara adanan kutsal alanlara giderek, sadakatlerini ortaya koyar, adanmış kurbanları keser ve geleceklerini öğrenmek için de, kahinleri ziyaret ederlerdi. Tapınaklar önemliydi geçmişte!
Bu tapınak da; dünyadaki en önemlilerden! ‘Apollon Tapınağı’.
‘Apollon’; güneşin, sanatın, ateşin tanrısı ve kehanet sahibi. Diğer yandan çobanların ve sürülerinin de koruyucusu. Zeus ile Leto’nun oğlu, Artemis’in ikizi.
Burası bir kent değil. Ama kent kadar önemli! Miletos’a bağlı! Didyma… Bugünkü Didim. Aydın ilimiz!
Tapınak, ilçe merkezinde. Efes’deki, ‘Artemis Tapınağı’nın bir benzerini inşa etmek için, yola çıkılmış. Artemis ile Apollon ikiz kardeş. Buraya, ‘Didyma’ ondan denmiş. ‘Didyma’ eski Yunancada, ‘ikiz’ anlamında kullanılır.
İ.Ö. 560’da başlayan inşa, hiçbir zaman bitirilememiş. Buna rağmen, Efes ‘Artemis Tapınağı’ yani ‘ikizi’ ve Samos adasındaki ‘Hera’ tapınağı ile beraber dünyadaki en önemli üç tapınaktan biri!
Yüzlerce işçinin çalıştığı tapınak inşasının ana malzemesi, ‘poros taşı’. Dış bölümler, tüm üst yapı ve sütun başlıkları ise mermer. Sayısız yangın ve depremlere maruz kalan yapının bitirilememesinin bir başka nedeni de saldırılar, istilalar. İ.Ö. 70’lerde korsan saldırıları önemli. 1493 depremi ise, ‘Apollon Tapınağı’nın neredeyse büyük ölçüde yıkımına sebep olmuş.
Bu eşsiz yapının mimarları önemli. İlki, Efes ‘Artemis Tapınağı’nın ustası, ‘Paronios’. Diğeri de, Miletos’lu ‘Daphnis’.
Dış ölçülerin 110 x 50 metre olduğu söyleniyor. Dört yandan çıkılan basamaklarla bir platform üzerinde, ana yapı. Ölçüler ile ilgili farklı söylemler de var. Zaman içinde inşada duraklama, projeyi değiştirme ya da büyütme ile de ilgili olabilir.
Tapınağın ölçülerini, 86 x 39 metre diye aktaran kaynaklar mevcut! Çift sıra, 124 sütunla çevrilmesi planlanan ‘Apollon Tapınağı’nın; döneminde tamamlansa; dünyanın ‘sekizinci harikası’ olarak gündeme gelebileceğini belirtenler var.
Buna karşın, farklı görüşler de var elbette! Planlanan sütun sayısının 122 olduğu ve bunlardan ancak 72 tanesinin tamamlandığı yönünde. Adedi ne olursa olsun, 20 metreye ulaşan sütunlar görkemliymiş.
Buraya ilişkin mitolojik hikaye de; ilginç! Apollon bölgede dolaşırken, çoban ‘Brankhos’ ile karşılaşır. Onu çok sever ve kehanetin sırlarını öğretir. Bundan çok etkilenen ‘Brankhos’, Apollon ile tanıştığı yere yakın olan burada, var olan eski tapınak yıkıntısının üzerine, ona adadığı bu tapınağı yapmaya başlar. İşte o nedenle
Didyma’ya ‘Brankhidai’ de denmiş. ‘Brankhid’lerin ülkesi anlamında. Tapınak çok uzun yıllar ‘Brankhos’un soyundan gelenler tarafından yönetilmiş.
Prusias’lı ‘Dio’ya göre bunun nedeni, geçmişte, ‘Apollon Tapınağı kahinlerinin; ‘Traianus’a, günün birinde imparator olacağını söylemeleri!
Pers’lere karşı yapılan ‘İon İsyanının’ bastırılması ile, Miletos ve diğer İon kentleri yerle bir edilirken, ‘Didyma’ da doğal olarak etkilenmiş. Tapınağı kontrol eden Brankhos ailesi, sahip olduğu tüm hazineyi Pers’lere teslim etmiş ve buraları terk ederek Pers ülkesinde, ‘Sogdinia’ yakınlarına yerleşmiş. Tapınağın en önemli varlıkları da, Pers’lerce başkent ‘Ektaban’a götürülmüş.
Pers’ler tarafından yıkılış sonrası yeniden inşa tarihi, İ.Ö. 311…
‘Apollon Tapınağı’nın bugün kısmen görebildiğimiz yapısı, aslında ‘Seleukos’lar zamanındaki ikinci inşadan!
Bu dönemde; ‘Seleukos’ların, Persler tarafından Ekbatana’ya götürülmüş olan ünlü Apollon heykelini de geri getirdikleri belirtilmekte!
Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı; ‘Medusa’! Yüz yüze geldiğini taşa çevirirmiş! ‘Apollon Tapınağı’nda, kabartmalarına rastlıyoruz. İnanca göre bulunduğu yer; kötülüklerden korunurmuş. ‘Efes’ ve başka yerlerde de ‘Medusa’ kabartmalarına rastlanır.
‘Apollon Tapınağı’ kazı işleri süresi, yaklaşık 300 yıl…
Kazılara ilişkin ve gerçekleştiren ülkelere ait farklı bilgiler var.
‘Thedor Wiegand’ başkanlığında başlayan ‘Apollon Tapınağı’ kazıları ilkin tam yedi yıl sürüyor.
Bir dönem, 1924-26 arasında ‘Knackfuss’ adı görülüyor kazılara dair, belki bir nöbet değişimi! Ara ara sürdürülen çalışmalarda, 1962 sonrası ‘İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün çabaları görülmekte. Bir dönem de ‘Antalya Müze Müdürlüğü’ dahil olmuş çalışmalara.
İlk yapının inşasının İ.Ö. 3. ve 2. Y.Y.’da sürdüğü belirgin. Özellikle ‘Marcus Aurelios’ döneminde tapınak iyi bir dönem geçirmiş. Ele geçen ‘bilicilik’ile ilgili metinlerin büyük çoğunluğu, bu döneme ait.
İ.S. 250’lerde önemini yitirmeye başlamış, ‘Apollon Tapınağı’.
Hristiyanlığın yaygınlaşması ile‘Apollon Tapınağı’ eski görkemli günlerinden çok uzaklaşıyor. İ.S. 5. ve6. Y.Y.’da da, bir bölümüne bazilika ve kutsal çeşme inşa ediliyor.
Tapınağın ilk yapılıştaki şüphesiz en önemli yeri; ‘Kutsal alan’. Yaklaşık, 53 metreye 21 metre ebadında. Çevre duvarlarının yüksekliğinin 25 metre civarında olduğu tahmin ediliyor! Bazı kaynaklar duvarların 17 metre civarında olduğunu belirtiyor. Çevre duvarlarının yüksekliğinden, üst yapı dışarıdan görülemiyor. Buraya sadece rahipler ve kahinler girermiş.
‘Apollon Tapınağı’ ile ilişkili bir rivayet var. 70 tonluk tek parça mermer bloklar! Dünyanın en büyük antik mimari parçası olarak kabul ediliyor.
Kutsal alandaki bloklara işaret edenler var. Bir başka düşünce ise; bu tek parça 70 tonluk mermer blokların, avlunun doğusunda, 24 basamakla çıkılan, kehanetlerin yazılıp söylendiği özel bir salonun döşeme taşları olabileceği yönünde.
Tapınak, başka açılardan da özel. Sütunların her birinin o zamanki maliyetinin 40 bin Drahmi olduğuhesaplanmış. Her işçiye de günlük olarak 2 drahmi verilirmiş. Tapınağın hiç bitirilememesi, bundan da olabilir mi? Uzmanların bir bölümü, gerçekten de maliyetinin çok yüksek olmasının, bu görkemli yapının tamamlanamamasının ön koşulu olduğu konusunda birleşiyorlar!
‘Didyma’ya, bir kent değil; özel, büyük ve görkemli bir tapınak dedik.
‘İon isyanı’ sonrası, Pers’lerin İon şehirlerini yakıp yıkmaları, burası için bir başka olguyu gündeme getirmiş. ‘Didyma’, bağlı bulunduğu Miletos’un kontrolünden çıkmak istemiş, bağımsızlığını ilan etmiş. Ne var ki, bu düşünce kabul görmemiş ve
‘Didyma’ hiçbir zaman bağımsız olamamış!
Çıkan eserlerin bir bölümü yine yurtdışında! Kabartmaların güzelleri, özellikle iki güzel kadın başı, günümüzde Almanya’da Berlin Müzesinde sergilenmekte.
‘Apollon Tapınağını’nı gezerken, eski görkeminden çok uzak olsa da, antik dönemde yaşanan atmosferi hayal edebileceksiniz. Günümüze kadar ulaşabilenler, size bunu yansıtacak!