Adanın neredeyse tam arkası. Burası Vathy. Bir fiyord! Daracık liman devasa kayalıkların arasında uzanıyor. Demir atarken teknenin cıvadrası neredeyse kayalara değecek. Sonra bir tornistan, baştan zincir boşalırken kıç halatlarda miçolar tarafından bağlanıyor. Vathy’de, limandayız… Adanın en verimli köyü ve doğal olarak yeşil…
Bu daracık fiyord, cennet gibi gelir bana. Tur teknelerinin her gün şenlendirdiği bir koy.
Sayısız hediyelik eşya satıcıları sıra sıra… Tavernalar, leziz mutfakları ile şık masalarda müşteri ağırlıyor.
Kalymnos her hali ile ilginç. Burası bir süngerci adası. Yılda 30 bin süngerin işlendiği ada, yüzyıllardır sektörün merkezi konumunda. Ada ziyaretçileri, limana çok yakın sünger fabrikasını ve satış merkezini ziyaret etmeli. Hediyelik olarak da alınabilir.
Ayrıca; yüzlerce metre derinden çıkarılan süngerlerin hangi işlemlerden geçerek günlük kullanıma hazırlandığı tüm aşamaları ile izlenir!
Kos ile Leros arasında yer alıyor. Bodrum Turgutreis’in neredeyse karşısında ve hızlı bir tekne ile ulaşım yaklaşık 45 dakika.
Burası için Yunanistan’ın en milliyetçi adası derler. Ve Türkleri sevmedikleri konuşulur. Evet geçmişte kimi zaman tatsız olaylar yaşanmış. Türk plakalı araçların bıçak ile çizildiği söylenir mesela?
Türk bayraklı bir teknenin motor arızası sonucunda ada sularında sürüklenirken, yedeğine alan Yunan teknesinin çok büyük paralar talep ettiği gibi hikayeler?
Ben çok kez gittim herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadım. Ama bu tip bilgileri de vermek zorundayız tabi.
Gialos, Linaria, Kantouni gibi plajlar her yıl çok sayıda turisti ağırlar.
Bu adada kötü deniz yoktur, hepsi muhteşem!
Bizler Turgutreis’ten, Bodrum’dan tarifeli seferler ile ya da kendi teknemiz ile ulaşırken; Yunanistan’da, Atina’nın ana limanı Pire’den haftada üç kez feribot kalkıyor adaya. Dahası; 2006’da açılışı yapılan Havalimanı da, yaz aylarında etkili biçimde çalışıyor. İç hat seferlerine açık limana, Atina’dan havayolu ulaşımı yaklaşık 1 saat.
Ada içinde yerel otobüs seferleri var. Yanı sıra otomobil ve motosiklet kiralanabilir. Kos’tan ve Bodrum’dan günübirlik gelenler olur çoğu zaman! Onlara Kalymnos’u tanıtan birkaç saatlik otobüs turları da vardır. Ancak ada birkaç saatte asla bitmez. Kesin birkaç gün kalmalı burada.
‘Pothia’, adanın merkezi ve ana limanı.
Hem bizden hem de Yunan ana karasından gidildiğinde buraya yanaşılır. Sayısız rest ve pub sıralanır liman caddesi ve arka sokaklarda. Sözünü ettiğimiz sünger fabrikası ve mağazası da burada. ‘Folklor Müzesi’ ve ‘Arkeoloji Müzesi’ gibi tarihsel mekanlara da ev sahipliği yapar; ‘Pothia’!
Ve tepelerde ‘Aziz Sava Katedrali’. Kalymnos, en iyi buradan izlenir!
Ada çorak genelde görüleceği gibi. Ama kimi yerlerde yeşil ton, mavi ile yüzleşir! Beyaz renk zaten tüm Yunan adalarında olduğu gibi, yapılarda hakimdir.
‘Pothia’da az da olsa İtalyan mimari stili taşıyan binaları görmek olası. Oldukça kalabalık ve her daim bir koşturmanın yaşandığı merkez; gece yaşamındaki eğlenceleri ile de ünlü. Ne var ki bir Yunan adasında bence ilk önce huzur aranır? Belki gecenin ilerleyen saatlerinde buzuki ile kulakların pası silinir?
Merkezin hemen 2 km. dışındaki ‘Agioi Pantes Manastırı’ ile ‘Chorio’ köyündeki ‘Chrysocheria Kalesi’ de görülmesi gerekenlerden!
Kekik, adaçayı ve güvey otu, Kalymnos’ta özel; ve doğal bal üretimi de! Keçi eti pek çok Yunan adasında mutfaklarda çokça kullanılır. Burada da hakim lezzetlere!
Mutfak; tabi ki klasik Yunan.
Kalymnos’un tarihine baktığımızda, en eski bilgiler ‘Karialı’lar zamanına ilişkin! Oysa burası ve çevre adalar çok daha eskiye tarihlenir. Ne yazık ki sağlıklı bilgiler, yazılı kaynaklar yok?
Rodos şövalyelerinin hakimiyetini biliyoruz; İ.Ö. 1300’lerde! Çok sonra Türk’lerin egemenliği! Osmanlı’nın zayıflaması sonrasında İtalyanları görüyoruz Kalymnos’da. Onlar,‘Calino’ demişler buraya! Kısa bir dönem değildir bu süreç; 1912- 47 arası!
Sonrasında Yunan’a bağlanış!
Türk hakimiyetinde ise, ‘Kilimli’ ya da ‘Kelemez’dir bu ada…
20 bin civarındaki nüfusun yaşadığı Kalymnos’ta, başkent ‘Pothia’ dışında ‘Massouri’ ve ‘Myrties’ yerleşimleri önemli.
‘Myrties’, ‘Telendos’ adasının tam karşısı ve müthiş keyifli bir yer. ‘Masouri’ dışında ‘Melitsahas’ gibi köyler de benzer nitelikleri taşımakta.
‘Telendos’ adasındaki durum nedir peki? Kalymnos’a gidenler mutlak görmeli. İ.S. 535- 555 arasında, tarih net değilburalarda müthiş şiddetli depremler oluyor! Ve ‘Telendos’ Kalymnos’dan kopan bir kara parçası! Bağımsız bir ada bugün!
‘Myrties’ limanından Telendos’a ulaşım minik teknelerle sağlanıyor. Süre 5 dakika. Karşıya geçmeden Telendos’un şahane manzarasını, buradan da izleyebilirsiniz.
Muhteşem denizlerin çevrelediği Telendos; yüksek sezonda yaklaşık 100 kişinin yaşadığı bir yer. Bu adada herhangi bir motorlu araç yok. Zaten tüm ada yaklaşık yarım saatte yürüyerek keşfedilir. Bir kaç tavernanın hizmet verdiği Telendos’da, unutulmaz anlar yaşanır. Burada, nü güneşlenmek isteyenler içinde plaj var!
Emporio, Palionissos, Kalamies köyleri bence şahane, siz de seversiniz!
‘Dalios Apollon Tapınağı’ sadece adı ile tanımlanır! Antik kalıntılar ne yazık ki çok az? İsmi yeter diyelim!
‘Chorio’ Hora olarak da bilinir; adanın eski başkenti. Ve burası Kalymnos’un önemli bağlantı noktalarından. Mesela şahane köy ‘Panormos’ buraya çok yakın. ‘Kudüslü İsa Kilisesi’, ‘Asklepion’ kalıntıları ilgi çekici.
‘Telendos’tan söz ettik; kopan ve buraya ait bir parça! Başka adacıklar da var çevrede? ‘Psemimos’ mesela! Küçücük ama bir o kadar da keyifli. 5- 6 tavernanın, arkalarda 20- 30 evin yaşam bulduğu ada, müthiş temiz denizler ile çevrili! Özellikle Kos’tan kalkan tur tekneleri buraya mutlak uğrar.
Peki ya Plati? O’da Kalymnos’a bağlı minik bir adacık. Şahane suları biraz soğuk olabilir diğer denizlere göre? Sanırım bir alt akıntısı ya da dipte temiz su kaynakları var? Olsun; yüzün doya doya!
‘Schengen’ olacak pasaportta ve tabi Euro da cüzdanda!
Yunan adalarının büyük bölümünde, hiç ummadığınız yerlerde, köylerde minik pansiyonlar bulursunuz! Tabi oraya özgün küçük tavernalar da! Dolayısı ile barınma ve yeme içme neredeyse hiç sorun olmaz!
Kalymnosta’ta da durum böyle! Merkezde bu hizmetleri kolaylıkla almak mümkün! Ama benim her zamanki gibi tercihim; eğer ulaşım sorununuz yoksa, küçük köylerde kalmak. Minik yerel tavernalarda yemek! İnanılmaz lezzetler buradadır. Çünkü fabrikasyon değildir yemekler!
Masanıza gelen ‘greek salat’, bir önceki ile tabi benzeşir asma farklıdır; benim de aradığım budur. Çünkü sizin için yapılmıştır!
Adada konaklamak sorun değil. Pek çok yerde otel ya da pansiyon bulunur. Teknesi ile gelenler tabi çok rahat bu konuda!
Bir yaşanmışlıkla bitirelim bu faslı! Eski yıllarda beyaz başörtüsü kullanan bayanlar, eşleri sünger avına gittiğinde, özellikle Mayıs- Ekim ayları arasında, siyah başörtüsü takarlarmış! Sebep belli; süngere giden eşin vurgun yiyerek ölmesi ya da sakat kalması mümkün! Bu öngörü acıklı, ama Kalymnos’un gerçeği!