‘Likya Birliği’nde alınan tüm kararların yazıtlarının saklandığı yer; burası!
Önemi çok daha ötede ama… Anadolu’nun bilinen ilk yerli halkı olan ve konuştukları dil ile bu coğrafyada pek çok dil’i şekillendiren ‘Luvi’ uygarlığının, yaşamsal alanı!
Letoon… ‘Su perileri’nin kenti!
‘Likçe’de Elyana; su perilerine verilen isim!
İ.Ö. 7. ve 5. Y.Y.’lar arasında, kentte ana tanrıça haricinde, su perilerine tapan ciddi bir kitle!
Bilinen kanıtlarla; Letoon; İ.Ö. 8. veya 7.Y.Y.’a tarihleniyor. Olası daha eski?
Muğla ilimizde, Fethiye’ye yakın ‘Kumluova’ beldesindeki bu antik kent; Likya’nın dini merkezi!
Gelelim; mitolojik hikayesine kentin!
‘Khaeos’ ile ‘Phebe’nin kızları ‘Leto’; tanrı ‘Zeus’ ile birlikteliğinden hamile kalır. ‘Zeus’un kıskanç eşi ‘Hera’, bunu duyunca çıldırır! Bu doğuma engel olmak ister ve ‘Python’u, ‘Leto’nun peşine takar.
Çaresiz ‘Leto’, kurtların rehberliğinde ‘Lykos’a gelir! Yani; ‘Letoon’!
İkizlerini burada doğurur. Ve bebekleri yıkamak ister! Yerli halk, gazabından korktukları ‘Hera’dan dolayı, buna izin vermez! ‘Leto’da tüm halkı, kurbağaya çevirir? Elbette; hepsi mit?
Antik kentin isminin, bundan dolayı ‘Leto’dan geldiği, söylenir!
Ancak bir başka varsayım daha var! ‘Likçe’de ‘Lada’ sözcüğü; kadın anlamında kullanılmış! ‘Lada’nın evrilerek ‘Letoon’a dönüşebileceğini düşünenler de yok değil?
Antalya- Kaş ile, Muğla- Fethiye karayolunda ‘Kınık’ yakınından ayrılan bir yoldan, 4 km. sonra varılan ‘Letoon’; üç ayrı tapınağın yan yana sıralandığı ender yerlerden!
İ.Ö. 5. ve 4.Y.Y.’da, elbette farklı tarih aralıklarında, bu üç tapınağın inşasına başlandığı yolunda söylemler mevcut.
‘Leto’ya adanan tapınak; ‘Ion’ düzenli ve 30,25 x 15,75 m. ebatlarında! İçlerinde en büyüğü, doğal olarak! Bu tapınağın; ‘Kibele’ ana tanrıça bağlantısı olduğunu savunanlar var!
‘Artemis’e adanan ise en küçüktür ve her iki tapınağın ortasında yer alır! 18,2 x 8,7 m. ölçülerini içerir! İ.Ö. 4. Y.Y.’a tarihlenen tapınakta bir detay ilgi çekiyor! ‘Cella’ yani kutsal bölümdeki bir kaya kütlesi!
Kimi uzmanlar; bunu da, Anadolu’nun ana tanrıçası, ‘Kibele’ ile bağlantısı olabileceğine işaret ediyorlar!
‘Apollon’a adanan tapınak, 27,9 x 15,7 m. ebadı ile kutsal alanın girişten bakıldığında, sol yanında yer alır!
Antik kentlerde karşımıza çıkan tapınaklar, genel olarak güneşin doğduğu yere bakar! Yani doğu’ya! Oysa burada durum farklı! Letoon’daki tapınaklar, güneye bakıyor! Acaba neden?
Sebebi basit. Yüzyıllarca tapınıldığı düşünülen kutsal su; kentin güneyinde! ‘Su ve su perileri’!
‘Apollon’ tapınağında, zeminde çok ilginç bir mozaik var! Antik kentte bugün var olan, sembolik olarak yapılmış! Gerçeğini, ‘Fethiye Müzesi’nde görebilirsiniz! Görkemli…
Bu mozaikte; üçlü tasvirde, ‘meşhur ikizler’ ‘Artemis’in yay ve oku, ortada ışık ülkesi ‘Likya’yı betimleyen güneş motifi ve ‘Apollon’un tarihsel enstrümanı ‘Lir’ yer almaktadır!
Letoon’da her yer olduğu gibi, tiyatro da özel!
İ.Ö.2. Y.Y’a tarihli yapı, kardeş kent ‘Xanthos’dan gelen yolun üzerinde inşa edilmiş! Amaç; bu yoldan kente gelenlerin, tiyatroyu görerek kentin içine ulaşmaları!
Tiyatro, yaklaşık 8 bin kişilik. Çıkan kalıntılardan buranın bir ‘Nekropol’ün üzerine inşa edildiği düşünülüyor! Günümüze gelebilen yapı, olabildiğince sağlam gözüküyor. Genel olarak ‘Helenistik’ döneme işaret ediliyor!
Tarih boyunca din adamlarının ve kamu görevlilerinin genel olarak yaşadığı bir kent olmuş; Letoon. Olası; İ.S. 7. Y.Y.’da terk edilene dek sürmüş bu olgu! Dile kolay; kutsallık kavramının kesintisiz 500 yıldan fazla yaşatıldığı bir kent!
Başka birçok özellikleri ile kent; ‘UNESCO Dünya Mirası’ Listesinde!
‘Aramice’, ‘Likçe’ ve eski ‘Yunanca’ bir kitabe; tarihe damga vurur! Belki de; Letoon’a ilişkin tarihe dair en önemli buluntulardan biri!
İ.Ö. 4.Y.Y.’da kaleme alındığı düşünülen üç dilli kitabe!
‘Henry Metzger’in, 1973’de bulduğu kitabenin, Likya Likçe dilindeki tarafında, “Karya ve Likya satrabı olarak ‘Pixodares’in İ.Ö. 358’deki yönetiminde, ‘Hekotomnid’ ailesi ile ‘Likya’lılar arasında iyi ilişkiler kurduğu, birliğin çeşitli yerleşkelerine yöneticiler atadığı yazmakta!
Ancak bundan daha önemlisi; bu yazıtın; ‘Likya’ dilinin öğrenilmesindeki katkıları!
Kente dair ilk bilimsel kazıların başlangıç tarihi ise; 1960’lar!
Bu yıllarda, ‘R. Martin Harrison’, erken Hristiyanlık dönemine ait bir kilise kalıntısına ulaşıyor!
‘Henry Metzger’ yönetiminde gerçek kazılar başlıyor aynı yıllarda!
Sonrasında, ‘Christian Le Roy’ adını görüyoruz, antik kazılara ilişkin, yıllar içinde!
Letoon kazılarına, farklı zamanlarda ara verilip, sonra tekrar devam edilmiş. 2006’ya dek, aralıklarla Fransız arkeologların çalıştığı yer.
Devamında, 2008- 2011 arasında da bir arkeolojik çalışma var, antik kentte!
Sonrasında; ‘Başkent Üniversitesi’ adına ‘Sema Atik Korkmaz’, bu görevi üstleniyor!
Kentin , ‘Helen’ kültürü ile yoğrulması, İ.Ö. 4.Y.Y.’da ‘Arnibas’ döneminde başlıyor.
Letoon’da ‘Roma’ izlerini de fazlasıyla görüyoruz!
‘Roma’ hakimiyetinde, İmparator ‘Hadrianus’a adanan, o’nun adını taşıyan yapılara rastlıyoruz. ‘Hadrian Çeşmesi’ bunlardan biri. Var olan bir havuz da; bununla ilişkilendiriliyor.
Ancak burada, çok başka bir ‘Roma’ izi daha var! Ve bunu ortaya koyan bir anıt! ‘Arrunti Anıtı’!
‘Marcus Arrintius Claudianos’. ‘Roma’ Senatosunda yer alan ilk ‘Likya’lı… Kendisini taçlandırmak için, kentte mütevazı bir anıtı yapılmış! Likya’nın, Roma İmparatorluğundaki izi: Letoon’da!
Roma dönemi sonrasında, tüm coğrafyayı kapsayacak olan Hristiyanlığın yayılması ile beraber, diğer kentlerde de gördüğümüz gibi buranın da önemini yitirmeye başladığı, tarihe not olarak düşülmüş!
İ.S. 5. ve 6. Y.Y.’larda, kentte kiliselerin inşasını görüyoruz. Bu da, Hristiyanlığın gittikçe yükselişini ortaya koyuyor.
Dönem dönem ‘Arap’ akınlarına maruz kalan kent; İ.S. 7.Y.Y.’da terkedilmiş.
Letoon’dan çıkan buluntuların bir bölümü Antalya Müzesinde, diğer bölümü ise Fethiye Müzesinde sergilenmekte!
Su perilerine adanan kentte; ‘Leto’ efsanesinin, üç farklı ama yan yana konuşlanan tapınakların, tarihsel anlamda burayı özgün kılan yazıtların, ve diğer pek çok ayrıntının, hatta gizemin varlığı; Letoon’u başkalaştırır!