Bir Yunan adası ama, neredeyse Kaş’ın içinde!  Farklı, görülesi!

BİZE EN YAKIN;  O’NA ÇOK UZAK!

 Meis de deriz,  Megisti de! Ama aslı Kastellorizo…

Böylesine küçücük bir ada için;  ne yazılabilir ki diyenlere inat!  O kadar yazacak şey var ki;  Meis için…   Biz Meis diyoruz, onlar Kastellerizo. Osmanlı ise, Megisti demiş. Bu kelime, Yunanca da ‘en büyük’ anlamında. Bu küçücük adaya, neden en büyük densin ki? diyorsunuz. Aslında burası bir takımada topluluğu ve etrafındakilerle beraber bölgenin en büyüğü! O’na atfen söylenmiş. Kastellorizo, ya da Castelrosso, nereden geliyor? Castello, İtalyanca kale, rosso da kırmızı demek. ‘Kırmızı Kale’, peki bu nereden gelmiş? Eski kaleden kalan taşlar, ‘gri olmasına rağmen’ gün batımında kırmızı göründüğünden, adaya ‘Kırmızı Kale’ demişler. E, o zaman, İtalyan egemenliğine bakmak lazım.  1. Dünya savaşı sonrası Meis, Fransa ve İtalya’ya bağlanıyor. 2. Dünya savaşı sonrasında da; Yunanistan’a. Ancak adada İtalyan etkisi çok öncelere dayanıyor. Napoli krallığına. Bilinen en eski tarihi İ.Ö. 4 Y.Y. da Likya Uygarlığı ile ilintili.  Sonrasında adada sırasıyla Roma, Bizans, Rodos Şövalyeleri; Memluk Sultanlığı, Napoli Krallığı ve Osmanlı hakimiyeti; söz konusu. Arada kayıp yıllar olsa da, 1552 den 1912 ye dek adada Osmanlı egemenliği hakim. Evet,  Antalya da,  Kaş ilçemizden neredeyse yüzme mesafesindeki (2 km) bir adadan söz ediyoruz!  Yunan anakarasına en uzak adalardan biri. Meşhur on iki adanın da parçası.  Neler, ne hikayeler var; bu 7,5 km2’lik adada. Devasa gemiler ile,  balıkçı motorlarının yanaştığı ana limanda, deniz tertemiz…

Meis; İtalyan art deco mimarinin;   Simi ve Halki ( Chalki) ile üç önemli yerleşiminden bir tanesi;  Yunan adaları içinde! Şu an iki sıra kalmış sokaklar ve evler övgüye değer! Yıllar öncesinden gelen siyah beyaz bir fotodan, 4 – 5 sıra arka arkaya dizilmiş sokaklar ve evler görmekteyiz.  Elbette depremler, yangınlar ya da başkaca felaketler, tabi savaşlar bu düzeni defalarca bozmuş… Keşke öyle olmasaydı… Buna rağmen adaya tutkulu, zengin küçük bir İtalyan grup, buradan vazgeçememiş. Her yaz Meis’de tatil yapıyorlar. Onlara göre; Castelrosso! 

Elbette dünyanın pek çok ülkesinden ziyaretçiler de var. Zira, uluslararası yatçıların uğrak yerlerinden. Ağırlık, biz Türklerde tabi. Kaş’tan günü birlik gitme şansı var. Ama kalmalı bence. Az da olsa, kalmaya uygun kiralık evler mevcut.Gecesini yaşamalı Meis’in… Ay’ın lacivert sulara düşen resmini, tabi karşı kıyıdaki ışıkları ile… Kaş’tan geçen tekneleri,  gemileri izlemeli,  bir kadeh uzonun eşliğinde;  belki kalamarla, belki karidesle… Önemli değil. Hepsi yarenlik eder bu süreçte…  Kaptanların direktiflerini dinlemeli,  eski süngerci hikayeleri ile beraber, miçoların,  tayfanın,   palamar çözmelerine bakmalı… Denize inen demire;  belki de şahitlik etmeli… Öğlen esmeye başlayan meltemin kokusunu hissetmeli!

Ada deyince;  deniz tabi… Anlatacak o kadar şey var ki… Teknesi, balığı, oltası, ağı ve daha nice canlısı. Mesela muhteşem evler fotoğraflanmalı.  Bugün müze olan, limandaki 18.yy. eseri cami ziyaret edilmeli, Kızıl Şato ve St. Jean şövalyelerinin eski kale kalıntılarının üzerine inşa ettiği, 14 Y.Y a tarihlenen kaleye bakmalı. Yakındaki Aya Yorgi adasına gidip, St. George da denize girmeli. Az yerde rastlanacak! ‘mavi mağarada’ dalmalı ,fotoğraf çekmeli.  Chorafia mahallesinde gezinti yapmalı.  Balıkçıların kullandığı ikinci liman Mandraki ye gitmeli; hatta 1992 de burada çekilen ve yabancı film dalında Oscar alan Mediterranean  filminin, izleri araştırılmalı… Daha ne olsun? Dedik ya; ada küçük ama, hikayeleri büyük!

Meis’in hemen tüm besin ihtiyaçları Kaş pazarından geliyor. Yorgo, domatesi Asiye abladan alıyor. Dimitri, biberi,  Ömer çavuştan! Limanda seni karşılayan Yanni;  ‘hoşgelmişsin komşum’ diyorsa, daha ne düşüneceksin? Veli,  kalamarın en hasını, Vasili’  de yiyor. Karşıda; Filiz,  Eleni ile en güzel kahvesini yudumluyor. Fal da dahil! Okan, adaya Aret ile tavla atmaya geçiyor. Costas, en leziz eti yemeye geliyor;  Kaş’a!  Yörüklerden kalma, Adil ile buluşuyor,  yarenlik ediyor sonra dönüyor evine! Daha hikaye mi istersin?  Öyle çok var ki!  İster coğrafya de;  ister toplum;  ya da başkası!  Buradayız beraberce;  kim inkar eder ki?  Bu küçük ada, mimariden lezzete, güzellikten dostluğa, aslında her yanımıza dokunuyor! Zamanında 15 bine ulaşan nüfus, bugün 300-400 kişi civarında! Ama bir havalimanına sahip! Adada biri hastalanınca, helikopter ya da uçak ile en yakın ada hastanesine, gerekirse anakaraya götürülüyor! İşte medeniyet. Hafta da iki gün Rodos’tan gelen bir gemi de, ulaşıma katkı sağlarken, kimi ihtiyaç malzemelerini buraya taşıyor. Meis; Antalya ile Rodos’un neredeyse tam ortasında. Deli resimler var umarsızca… Karşıda Antalya’nın dağlarında kar varken, kayak yapılırken;  Meis’ de ne yapılır? Yaşamalı,  görmeli!  Her iki taraftan da bakınca aslında;  hem anakaraya hem adaya; bizim ağlayacak onların gülecek durumları ortada!  Yüzme mesafesindeki iki yer, bunca farklı olabilir mi? Ayrım zaten Kaş’tan tekneye bindiğinde başlar; biz doğayı katletmişiz onlar korumuş, biz aptalca yapılarla mimariyi rezil etmişiz, onlar korumayı sürdürmüş! Meis’de tüm binaların resterasyonu, ciddi bir denetim altında. Çivi çakmak izne tabi desem?  Kaş’ı kurtaran belki de deniz altı tatlı su kaynakları. Onlar olmasa, denizimizde ölürdü; kimbilir?

Kaş ile Meis’ in arasında sular, uluslararası konumdadır. Bu nedenle liman parası vermek istemeyen gemiler,  bu iki kara parçası ortasına bazen tehlike yaratacak şekilde demir atıp gecelerler. Yat kaptanları; aman dikkat. Hatta bazen olur ki Kaş’tan Meis’e ya da tersi rotada tam yol üstünde olabilirler.   Ortaklaşa yüzme ve bazen yelken yarışlarının düzenlendiği bir coğrafya burası!  Nefis saganaki,  kalamar,  balıklar,  tabi ki greek salat; leziz!  Uzolar ve şaraplar eşliğinde… Bu küçücük adada bir avuç restaurantta bunları yemek; olağanüstü. Yüksek sezonda özellikle öğle saatinde yer bulmak zor. Sayı az, lezzet fazla. Mutfaklar; sunumuyla da diğer Yunan adalarını aratmayacak düzeyde!  Demek ki olabiliyor, demek ki yapılabiliyor!  Bizimkilere duyurulur… Hesap törkiş lira ile ödenebiliyor! Tabi Euro cinsinden! E o da ertesi gün, bu liralarla Kaş’da alışveriş yapacak.  Güzel değil mi? Bizim karaya bu kadar yakın, ama bu kadar da bizden farklı. Gör, yaşa vee;  tat! Meis burası…