Bursa merkezli iki önemli köy var iç ve dış turizme yönelik; ‘Cumalıkızık’ ve ‘Misi’.
‘Tirilye’ ve ‘Siği’ gibi köyleri saymıyorum. Şüphesiz onlarda inanılmaz güzel.
Turistikler; ve ‘Mudanya’ yönündeler… Merkeze daha uzaklar yani!
‘Misi’; ufak ama göz alıcı…
Bu manada yerel rehberler, acenteler, tur operatörleri, bilinir olduğundan bölgeye daha yakın ‘Cumalıkızık’ üzerinde oynarlar!
‘Misi’ köyü turizme daha yeni yeni açılıyor. O nedenle ‘Bursa’ civarını bilenlerin dışında pek de tanınmıyor.
‘Misi’nin gerçek manada çok ciddi bir reklam kampanyasına ihtiyacı var! Zira sahip oldukları ile çok daha geniş kitlelerce bilinmeyi hak ediyor!
Yabancılar içinde bu tip yerlere ilgi duyanlar olabiliyor. İlginçtir biz köyde çekim yaparken uzak doğulu bir turist kafilesi geldi. Ve köyü baştan aşağı gezdiler! Orta yaş üzeri bir gruptu?
Mesela gençler neden gelmesin buraya?
Örneğin bisiklet tutkunları?
Yanlarında uyku tulumları ve çadırları vardır. Öyle konforda aramazlar, istedikleri yerde kamp kurup kalırlar. ‘Misi’ böyleleri için ideal…
Köy, ‘Bursa’ merkeze 12 km. mesafede.
‘Nilüfer’ nehrinin bir kolu köyün içinden geçiyor. Geleneksel mimarinin büyük ölçekte korunduğu 300 hane!
Ne yazık ki bazı evler hemen onarım bekliyor bu arada! Kimi sokaklarda geleneksel mimariye ters düşen evler de inşa edilmiş! Çok kötü maalesef!
1500 civarı sabit nüfus var burada!
Gençler elbette köyden göçmüşler!
Demografik yapı, genelde orta yaş üstü. Yaz aylarında elbette nüfus artıyor. Sadece yazın buradaki evlerini kullananlar var. Tabi yazlıkçılar!
Peki evi olmayanlar?
Genelde günü birlik ziyaret edilir burası.
Zira ‘Misi’de nitelikli bir konaklama tesisi yok.
Zaten küçük bir köy olduğundan bir tam günde doyasıya yaşanabilir! Kalmaya çokta gerek yok!
‘Bursa’ merkezde kalıp günübirlik gelmek en akıllıcası. Belediye otobüs seçeneği ulaşım için bir alternatif. Tabi yaz ve kış saatleri değişiyordur. Özel araç ile gelenler, köye yakın biçimde araçlarını park edip yayan olarak gezebilecekler!
Parke taşlı sokaklarda örülmüş bazen derelerin aktığı, olası kar suları? bir kaç meydan etrafında toplanmış; ‘Misi’…
‘Bursa’ya özgü tarihsel evleri; turuncudan çivit mavisine, bordodan sarıya bir renk cümbüşü ile yaşamak ne muhteşem, burada!
Cumbalı sistemde ya da alttan destekli bir mimari ile inşa edilmiş olağanüstü evler, burayı süslüyor!
Köy; özellikle yazın hafta sonları yerel ‘Bursa’lı ziyaretçilerden dolayı oldukça kalabalık. Yazın gelecekseniz hafta içini tercih edin. Bu arada kışları soğuktur, rakım yüksek çünkü…
I.S. 180’li yıllar… ‘Alex’ isimli bir keşiş, sayıları seksene ulaşan müritleri ile buraya geliyor. Yerleştikten sonra da, Hristiyanlık ile ilgili çeşitli toplantılar yapılıyor ‘Misi’de! Bu manada köy geçmişte, Hristiyanlık adına kutsal kabul edilen yerlerden biri!
‘Misi’nin kurulumuna yönelik olarak isminin MYSIA olduğu düşünülüyor!
Çeşitli rivayetler var buna ilişkin…
Mesela burada misket üzümü inanılmaz önemli! İsmin bundan geldiği yönünde bir görüş hakim? Belki de; MYSIA’nın zaman içinde söylem değişikliği! Kim bilir?
Diğer yandan gerçekten de Misket üzümü burası için son derece değerli! Dönemler içinde pekmez yapımında ve tabi şarap üretiminde çok kullanılmış! ‘Misi’de şarapçılık ayrı bir değer taşıyor!
1989’da SİT alanı olan ‘Misi’de tarihsel bir başka üretim kolu ipek böcekçiliği!
Dikkat edildiğinde geleneksel evlerin dış yapıları ipek böceği üretimi için dizayn edilmiş! Çok uzun bir dönem ‘Misi’nin gelir kaynağı bu çünkü!
Artık geleneksel bir kültür olarak hafızalarda yer alsa da yaşatılmaya çalışılıyor hala!
Bursa ve civarında geçmişte ipek böcekçiliği çok özeldir! Sayısız efsane anlatılır bununla ilgili!
İpek kumaşlar, ipek dokumalıklar geçmişten bugüne aynı zevk ve zerafet ile bu kültüre ait bir endüstri. Tekstil üretiminin yaygınlaşmasında bir mihenk noktası bu olgu…
Köye gelenler mutlaka ‘Misi İpek Evi’ni ziyaret etmeli! Hem bu sürecin yansımalarına tanıklık edilecek hem de geçmişten günümüze konu ile ilgili eşyalara bakılacak, hediyelikler satın alınacak!
Bir hatıranız olsun ‘Misi’de!
Burada köy kadınları oldukça faal! Sosyal dayanışma; var olan değerlerin ileriki kuşaklara doğru yansıtılması adına, birliklerin derneklerin kurulmasında ön ayak olmuş!
İlk kez ‘Misi’ye gidecekler için şöyle bir tespitim var! Çok yer görmüş ileriki yaştakiler kadar; az yer görmüş gençler de burada bulunmaktan zevk alacak!
Köyün içinden geçen ‘Nilüfer’ çayının kolu; sağlı sollu rest ve cafelere ev sahipliği yapıyor. Geleneksel anlamda burası bir kahvaltı mekanı.
Özellikle hafta sonları yerel halk bu akarsu kenarındaki mekanlara yerleşip uzun saatler kahvaltının keyfini çıkarıyor! Elbette, öğle ve akşam servisleri de var…
Şarabı ünlü dedik; yani üzüm, yani asma yaprağı özel! Ve dolayısı ile yapılan sarma dolmada…
Enfes bir tat…
Bir başka lezzet ısırgan otlu erişte… Tatlıya gelince de koza tatlısı!
‘Misi’de çocuk kütüphanesi, fotoğraf müzesi mütevazı ama anlamlı! Keşke her köyde olsa!
Devasa çınar ağaçlarının kapladığı çayın etrafı köyün en özel meydanı!
Devamında sağa yukarı doğru sıra sıra uzanan rengarenk boyalı mekanlar görülecek. Tam aksi tarafa gidildiğinde ise ‘Misi’nin son evleri karşınıza çıkacak.
‘Misi’ geniş kitleler tanıtılma adında önemli bir destinasyon olabilir. Yılın altı ayı full kapasite çalışacak bir turistik düzen kurulabilir. Yeme içme mekanlarında sorun olmaz!
Ama bu güzel köyünün gecesini yaşamak isteyenlere nitelikli konaklama olanakları sunmak lazım! Ne yazık ki bu günümüzde yok! Hatta daha ötesinde ibre yabancı turiste yöneldiğinde, kalite unsuru çok daha üst seviyelere ulaşmalı!
Konaklamaya ilişkin tesisler; geleneksel mimari ile bir dış oluşuma sahip olmalı… Mekan içi ise, yabancı konukların arzu edebileceği cinsten bir konfor ile dizayn edilmeli!
Bu arada yerel lezzetler sunulurken belki batılı mutfaklardan da örnekler yer almalı!
İşte tüm bu anlattıklarımız için çok ciddi bir yatırım ile nitelikli yabancı dil bilen otelcilik ya da gastronomi eğitimi almış personele ihtiyaç var!
Her şeyden önce tüm bunları özümseyecek cesur atılgan yatırımcılara…
Evet ‘Misi’nin hikayesi böyle…
Yolunuz ‘Bursa’ya düşerse, mutlaka görün güzel bir gün geçirin, temiz hava alın şahane lezzetler tadın!