Burayı herkes anlatmaya ‘Piazza del Campo’ meydanından başlar!
Kentte uzun ve dar sokakların merkezinde bulunan, bir deniz kabuğuna benzeyen, salt İtalya’nın değil, Avrupa’nın da en özel meydanlarından bir tanesi…
Toscana’ vadisi üstlerinde, üç tepe üzerinde kurulmuş eşsiz kent; ‘Siena’… Bunlar ‘Arezzo’, ‘Volteria’ ve ‘Chrusi’!
Buraya ulaşım ‘Floransa’ üzerinden olabilir. ‘Siena’ ‘Floransa’ arası 60 km. civarında
Ülkemizden uçak ile ilkin ‘Floransa’ya ulaşılacak, sonrada ‘Siena’ya karayolu ile gelinecek! Diğer bir seçenek ise tren yolu… Başkent ‘Roma’ üzerinden de ‘Siena’ya ulaşım olası!
On yedi mahallesi olan bu özel kentte yerleşik yaşamın ilk kez ‘Roma’ döneminde olduğu var sayılıyor!
UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan, kiremit rengi duvarları, şahane evleri, birbirlerini kesen daracık sokakları ile bütününe baktığınızda tamamıyla bir ortaçağ kenti…
Eşsiz bir ‘Toscana’ vadisi manzarası ile karşılaşmak, kentin sihirli mimarisinin yanında çok başka bir özellik…
Şarapçılık buraların özeli…
‘Toscana’ en iyi şarap imalathanelerinin yeri ve tabi ‘Siena’da! Buralarda farklı tadımlar yapılabilir ve satın alınabilir bu eşsiz lezzetler… Beyaz ve kırmızı seçenekler son derece özel.
‘Chanti’ ve ‘Brunello di Montalcino’ya ayrı bir parantez! Diğer yandan ‘Siena Şarap Festivali’ var ki; Avrupa Şarap Festivalleri içinde farklı bir konuma sahip!
Bir tur şirketi ile hareket ediyorsanız, ulaşımda, gezide zaten çok daha kolay. Ama bağımsız olacaksanız eğer; tüm değerlendirmeler yapılmalı bu seyahate ilişkin…
Şahane sokaklarda sayısız dükkan ve tabi dünya markaları ile renklenmiş mağazalar Siena’nın özeli… Buralardan hediyelikler almak isterseniz, ilginç antikalardan, deri ürünlere, ipek dokuma kumaşlara kadar çok seçenek var!
‘Piazza del Campo’ ile ‘Piazza de Duomo’ bu konuda merkez niteliğinde. Diğer yandan bu iki bölge ‘Siena’nın gece hayatının da en özellerinden!
Kesinlikle yayan gezmek lazım burayı… Özel mekanların hepsi birbirine yakın. Buraya gelmek adına araç kiralama düşünülür ama kent içinde ihtiyaç yok!
Konaklamaya gelince; merkezde günü birlik sınırlı ve pahalı!
Çok ilginç kırsalda ki; ben çok severim kiralık evler var kısmen ücretleri uygun. Ama dönemine göre değişiyor elbette…
Tarihçesi çok farklı buranın… Ortaçağ geleneklerinin yaşatıldığı bir yer.
‘Etrüskler’in, ‘Lombard’ların, ‘Şarlman İmparatorluğu’nun hakim olduğu topraklar…
Mesela bir dönem ‘Roma’ kolonisi, sonra bir süre piskoposların yönetiminde… Tarihi çok başka gerçekten…
Mutfağa gelelim… İtalya’da olmazsa olmaz etler, sebzeler harmanlanır, yerel baharatlar ile eşsiz lezzetler yaratılır. Haşlanmış ürünler ile tütsülenmiş ürünler kimi zaman aynı mönüde yer alıyor!
Makarnalar ve pizzalar zaten vardır da, bunlara başka tatlar eşlik eder. O zamanda lezzetler tavan yapar…
Her İtalyan kentinde karşımıza çıkar ‘Romus’ ve ‘Romulus’!
Burada da karşımıza çıktı! Kentin kurulumuna dair…
‘Palazzo Publicia’ 13.Y.Y. şaheseri. Saat kulesi ile öne çıkan bir yapı. Mimarları, Agostino da Siena, Agnolo di Ventura… Burası hala kullanılıyor. Ve freskleri çok özel…
Yapı, 1297 yılında, yürütme işlevlerinin yerine getirebilmesi adına ‘Siena Cumhuriyeti’ hükümetinin merkezi olarak hizmet vermiş!
‘Piccolomini Kütüphanesi’, 1500’lere tarihli. Eşsiz bir rönesans sanatı başyapıtı… Adını taşıdığı kardinal ile anılır! ‘San Dominica’ bazilikası ile ünlü kubbeli vaftizhane de gezi programınızda olmalı…
Daha anlatacaklarımız çok var buraya dair!
İlklerin kenti diyelim mesela…
Dünyanın en eski bankası burada! ‘Monte Dei Paschi’. 1472’den beri faaliyette…
Devam edelim, ‘Santa Maria Della Scala’. Avrupa’nın en eski oluşumu, hasta bakım yeri… Tabi şu an bir müze ve sergileme kompleksi niteliğinde!
Bitmedi…
1240’lara tarihlenen ‘Siena Üniversitesi’…
Bu kenti anlatmaya sayfalar yetmez!
‘Palio’… Kentin en büyük özelliği… At yarışı gibi; ama değil!
İki kez yapılıyor o meşhur meydanda; biri 2 Temmuz’da diğeri 16 Ağustos’ta… Ortaçağ geleneği bu! ‘Ala Lunga’ denmiş, o zamanlar.
2 Temmuz’daki ‘Santa Maria di Provenzano Kilisesi’nde büstü yer alan bakireliğin ve sağlığın simgesi olarak kabul edilen, ‘Madonna di Provenzano’ anısına koşuluyor.
16 Ağustos yarışı ise ‘Meryem’in cennete gidişinin ertesi günü; inanışa göre?
Şimdi bunları yaşamak istiyorsanız yaz aylarını tercih etmek lazım. Sıcaktır genelde. O zaman kışın gidelim diyeceksiniz, soğuk ve yağışlıdır! Siz seçin…
Burada görülmesi gerekenler çok fazla, o nedenle doğru zamanda gidilmeli ve optimal bir süre kalınmalı.
Ana meydanı süsleyen ‘Palazzo Tomei’ ile ‘Palazzo Bounsignore’ kentin soylu zenginlerinin öncülüklerinde inşa edilmiş. İşçilikler gerçekten çok farklı!
1800’lere tarihli özel bir müze var burada! ‘Pinacoteca Nazionale di Siena’!
13. ve 19. Y.Y. arasında yaşayan ünlü İtalyan sanatçıların eserleri sergileniyor! ‘Siena Civic Museum’da da eşsiz eserler var!
Öte yandan kentin de bir manada simgesi niteliğindeki ‘Fonte Gara Çeşmesi’ inşası 1340’lara dayanıyor. 1400’lerde ise son dokunuşlar yapılıyor!
Şimdi gelelim ‘Siena’ deyince en özel esere; katedrale…
Burası İtalya’da benzerleri olsa da gotik mimarinin en özellerinden!
Diğer taraftan yapının Romaneks tarzı da yansıttığı görüşü var! Aslında iki ana tarzın bir birleşimimi demeli? Sekizgen kubbe göz alıcı… İç dekorasyon için oluşturulmuş minik şapeller ilgi çekici… İnşanın 13.Y.Y.’da başladığı ve yaklaşık iki yüz yıl sürdüğü söylenir? Elbette bir yapı için bir mimari yapının değişim sürecini ortaya koymak adına uzun bir dönem?
Farklı tonların bina inşasında kullanıldığına dikkat çekiliyor! ‘Siena’nın simgesi ‘Balzana’ renklerine bir gönderme mi bu? Buraya bir müze olarak da bakmak lazım…
‘Papa 2. Pius’un yaptırdığı sunak ile ‘Azize Catherina’nın bir kemiği sergilenir. Başka dini eserler ve mozaiklerde görülebilir! Çok özel tasarımlı kubbesi ile ‘San Giovanni’ vaftizhanesi de burada!
102 metre yükseltili ve tam 400 basamakla çıkılan bir kulesi var kentin. Torre del Mangia… Elbette eşsiz bir manzara da burada!
Toscana’nın en özel kentlerinden Siena’ya dair anlatılacak daha çok şey var elbette…
Aslında burayı anlatılan tüm bu bilgiler ile canlı gezmek en iyisi…
Bu kentte olmaktan, burada kalmaktan gerçekten keyif alınır! Özellikle tarih ile ilgilenen, yüz yıllık mimariye gönül vermiş kişiler buranın tadını çok daha iyi çıkarırlar!