Dünyaya hükmedecek kadar büyük; ama bir o kadar da küçük!
VATİKAN
Dinin de ötesine geçen bir sihir; hem köy, hem kent, hem devlet…
Nereden başlasam, nasıl anlatsam? Gerçekten çok farklı! Yüzlerce yıllık tarihin, günümüze yansıması. İlginci; hala geleneksel kimi yöntemlerin kullanıldığı, dinsel bazda bir yapının, sosyal yaşama, ekonomiye hatta dünya siyasetine etkileri. Dinin çok ötesinde bir varoluş. Dünyanın pek çok ülkesinde, milyonları ve milyonlarca doları direkt etkileyen ve bunu yıllardır başaran bir yapı… Ondan değil mi; sayısız kitap yazıldı, filmler çekildi, kimi varsayımlara göre bundan dolayı ceza görenler, hatta öldürülenler oldu! Evet, Vatikan’ın sırrı çözülmedi. Bundan sonra da zor gözüküyor.
Hristiyanlığı ve Katolik mezhebini yayma çabaları, aslında görünen masum yan. Diğer yanda, cukkayı! götüren, ayrıcalıklı, nüfuz sahibi bir güruh. Dünyada en önemli ülke liderlerinin, hatta yeni seçilenlerin, önce burayı ziyareti, nasıl açıklanır? Vatikan’a değin; çok şey var anlatacak ama, isminden, anlamından başlayalım. Çok farklı görüş var. Ne anlama geliyor, ne demek Vatikan? Latincede, kahin, falcı, peygamber, şair anlamlarına da gelen ‘Vates’ sözcüğü temel alınıyor! Sonraları; üstad, uzman anlamında kullanıldığı da ifade ediliyor! Başka görüş; yine Latince
‘Vaticanus’. Bir yer, bir tepe anlamında. Farklı bir düşünce de; ‘Vaticinatio’, kavram, ondan türeyen ‘Vaticinator’; uygulayan! Hepsi de büyük manalar ifade ediyor! Rastlantı olabilir mi? Tabi ki hayır! Gizem, isimden başlıyor!
Ülkenin önemi, var olma amaç ve biçimi ortada. Avrupa’nın ortasında, Avrupa’nın en küçük, ama aslında en büyük ve güçlü ülkesi belki de. Artık gezmeye başlayalım. Roma yolcuları diyeceğim. Vatikan’a gitmek için tek yol. Konaklama, yeme içmeyi de, Roma da çözmek lazım. Hem alternatif çok, hem Vatikan’a göre daha hesaplı. Alışveriş yapacaklar için zaten tek adres Roma. Gezmek için ideal zaman; ilkbahar ve sonbahar. Yazın sıcakta, kışın soğuk ve yağmurda zor. Uzun kuyruklarda beklemeyi de göze alın. Vatikan deyince, tarih elbette…
Biz turistik tarafından bakmaya çalışalım. Gidilmeli, yaşanmalı ve fotoğraflanmalı. Bu küçücük ülke de ne bulurum, ne çekerim diyenler dikkat. Yaşayan müthiş tarihin izleri kesin! Bir rahibin mumyalanmış cesedi; ilgini çeker mi? Ya da ondan kalan bir obje? Çok daha fazlasını bulacaksın! Bahçeler, binalar rölyefler, heykeller, resimler; daha neler neler. Ciddi bir zenginlik. Gezerken de, kendini bir şatafatın içinde bulacaksın. Fazla görkem; belki de ondan özel. Varaklarda, devasa boyutta tavan, duvar, yer döşemelerinde gizlenmiş bir dünya… Vatikan aslında anlaması zor, ama gerçek bir dünya! Öyle bakmalı, öyle gezmeli, başka bir göz ile! Göz deyince; o gözün tam merkezi burası! Göz, belki de Vatikan!
Roma merkeze 3 km. mesafede, pasaport kontrolü olmadan girilen, 50 hektar alanda, yaklaşık 1.000 kişilik nüfusun; büyük bölümünü İtalyanların, çok daha az İsviçreli ve bir miktar diğer yabancıların oluşturduğu (Çalışanlarla beraber 3.000’e dayanıyor) doğrudan ya da dolaylı idare ettiği; 200’den fazla gazete ve dergi, 150’den fazla radyo istasyonu, 50 civarındaki TV kanalı ile dünyanın bu en küçük ülkesi; nasıl bir etki yaratıyor sizce? Yanı sıra; kilise vergileri, şirket, hisse senedi, tahvil, faiz ve turizm gelirleri ile nasıl bir ekonomik büyüklük; hayal edin! İtalya’nın da katkıları ver elbette!
Ve; tüm bu gelirin, büyük bölümünün, Hristiyanlığı yaymak için kullanılması. Mecburen bu kanaldan gideceğiz, ama merak etmeyin gezdireceğiz… Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus (St. Pietro); İsa’nın ölümünden sonra, Hristiyan dünyanın ilk papası. Vatikan’da; öldüğü yer! Sonraki Papaların ikametgahı ve Katolikliğin merkezi, hac noktası! Ülkenin yöneticisi de Papa! Acaip değil, zira 2.000 yıllık Papalık tarihi, dinin yanında her daim, siyaset ile iç içe. İktidar için oluk oluk kan akıtmaktan da geri durmamışlar. Haçlı seferleri, Engizisyon mahkemeleri dünya tarihinde damgalı!
Gezmeye St. Pietro bazilikasından başlayalım! 60 bin kişilik kapasite ile dünyanın en büyüklerinden. Buraya giriş ücretsiz ama, doyumsuz manzaranın size eşlik edeceği o meşhur kubbesine çıkmak ‘avro’ ile! Ancak, değer. Burası; St. Pietro’nun mezarının olduğu yer. Önceki bazilika üzerine inşa edilmiş. 1506’da başlayan çalışma 100 yıldan fazla sürmüş. Meşhur kubbesi, Michelangelo’nun, iç tasarım ise Bernini’nin! İçerisi ise fena! Michelangelo’nun henüz 25 yaşındayken yaptığı Meryem ve ölü İsa’yı tasvir eden Preta, St. Pietro tahtı ve heykeli (Cambio’nun), Papa 7. Aleksandr anıtı (Bernini’nin), Papa ve kraliyet aile üyelerinin mezarlarının olduğu Grotto. Heykeller, freskler, resimler ve daha niceleri! Dünyanın en büyük müzeleri burada. 50’den fazla galeri ile yılda 6 milyondan fazla ziyaretçi ağırlıyor! St.Pietro’da ayrıca Maderno ve Giacomo della Porto’nun eserleri de görülebilir. UNESCO’nun 1984’de dünya kültür mirası listesine almış olması, çok normal değil mi?
Gelelim Sistina Şapeline; papalık seçimlerinin yapıldığı yere! Yukarıdan inelim. Tavan, Michelangelo tarafından 1508- 12 tarihleri arasında özel bir iskele üzerinde tasarlanarak yapılmış. Çizimlerde yukarıdan izleniyorsunuz hissi var! İnsan yaratılışı ve mahşer günü tasviri! Barok ve rönesans’ın etkisi muazzam! Boticello usta; göz kamaştırıyor… Duvarlarda; Domenico Ghirlandaio ve Perugino; imza atmışlar adeta! Biraz eskiye gidersek; burası Capella Magna. Savunma amaçlı yapılmış, o zamanlar. Korkulan Floransa’lı Medici’lere ve Osmanlı’lara karşı! Sonraları, restore ettiren 4. Sixtus’un adını almış ve seçim merkezi olmuş!
Sistina şapelini de barındıran St. Pietro meydanı, aynı isimdeki bazilikanın hemen önünde yarım aylar biçiminde, Bernini tarafından1650’lerde tasarlanmış! Gerçekten görkemli. Çok sayıda Katolik Azizin yanı sıra, meydanda dikkat çeken bir sütun! Bir Mısır sütunu. 26 metre yükseklikte ve 300 tondan ağır. 1586’da buraya konduğu söyleniyor. Üzerinde herhangi bir hiyeroglif yok! Nasıl geldi, nasıl taşındı, nasıl dikildi, bilen de yok? Bunun dışında; Papanın ikametgahı ‘Palazzo Apostolica’nın kuzeyinde, 57 dönümlük Vatikan bahçelerinde çok sayıda çeşme ve heykel, görülmeye değer! Ayrıca, antik Mısır kolleksiyonu, Haritalar odası, ünlü Ressam Raphael’in, 1508-20 yılları arasında ölene dek çalıştığı, ders verdiği ‘Raphael Odaları’; gezi tutkunlarını mest edecek. Pinturicchio ve Fra Angelico’nun yapıtları da; burada! Raffaello’nun ölümsüz eseri; ‘Atina Okulu’nu da ekleyelim. Eserde resmedilenleri de siz bulun! Bir parantez de ‘Vatikan Kütüphanesi’ne. 1881 yılına dek tamamen kapalı, şu anda ise sadece özel izinle ve genelde akademik kariyer yapanların ziyaret edebildiği, bir efsane! İskenderiye kütüphanesi ile kıyaslanıyor; zira 8.Y.Y.’dan kalma eserlere sahip! Olası; çok gizli belgeler var, Latince. Sıkı korunuyor! Dahası da var! Vatikan bu!
İtalyan’ca ve Latince’nin konuşulduğu Vatikan; Papanın idaresinde, papa sekreterliği, dokuz ruhani bakanlık ve ilgili kurullarca idare ediliyor. Yasalar, Katolik mezhebine dayanıyor. O nedenle din eğitimi veren yedi üniversite mevcut.70 kişiden oluşan ve seçildikten sonra ölene dek üye kalınan, ‘kardinaller konsey’i; en üst organ. Papa’yı bu konsey seçiyor. Papa, seçildikten sonra gerçek adını kullanamıyor! Tüm Papalar erkek. Bir adet istisna var, çok da ilginç bir hikayesi; anlatacağız. Papanın hiç evlenmemiş, çocuksuz, bekaret yemini etmiş, kadınlarla ilişkisi olmayan ve dünya nimetlerinden vazgeçmiş olması esas.
İstisnaya gelince; Gilberta ya da Jutta. Almanya’da bir evlatlık kız; ama hep erkek hissetmiş kendisini. Din ile iç içe. Erkek gibi giyiniyor ve kendini Hristiyanlığa adıyor. Atina’da buluyor kendini. Papaz olacak ama, sakal bırakma mecburiyeti var. Rotayı, Roma’ya çeviriyor, çünkü orada sakal yok! John Anglicus olarak tanınıyor, kendisini kısa zamanda sevdirip, üst düzeylere geliyor Papalık’ta! Ve; sağlığı bozulan 4. Leon’un yerine, Papa seçiliyor; 8.Joan olarak! Hizmetlilerden birine gönlünü kaptırınca, hamile kalıyor, aylarca gizlemesine karşın, bir tören esnasında, topluluk önünde sancılar içinde çocuk doğuyor. Sonrası hazin! Her ikisinin hemen oracıkta öldürüldüğü, atlı arabalarla sürüklenerek işkence edildiği ya da olay açığa çıkmasın diye bilinmeyen bir yerlere götürülüp infaz edildiği söyleniyor! Vee; bundan sonra, Papa seçilen herkesin cinsiyet kontrolü yapılıyor! Denen o’ki; seçilen Papa; bol dökümlü kıyafetinin altına iç çamaşırı giymeden, altı boş ve ortası delik olan bir koltuğa oturur ve kardinaller alttan, o boşluktan kontrollerini yaparlar! Bilgiler böyle; yorumlar sizde!
Vatikan’ı gezerken dikkat edilmesi gerekenler. Bina içleri için bazen saatlerce sıra beklenebilir. Sıcağa ve yağmura dikkat. Avro’larınız cüzdanda olsun, para hep lazım. Toplam 2 gün, burayı gezmek için yeterlidir, tabi yoğunluğa göre! Önceden bilet almalı ve giysilere dikkat etmeli; sebebi malum! Pazar günleri öğle saatlerinde Papa’nın konuşması var, ziyaret yok!
Via della Conciliazione’den gidilir; Vatikan’a. Metro, tramvay, otobüs, yayan, her türlü ulaşılır. Bir ilginç not verelim. Roma’ya giden, mutlak görür de, hikaye önemli. St. Pietro meydanının ilerisinde, bir köprü ile ulaşılan Castel
San’t Angelo’ya, tehlike anlarında kardinallerin ulaşımını sağlayan gizli tünellerin var olduğu, buna benzer tünellerin, Roma’nın altında başka noktalarda da, çokça yer aldığı söylenmekte.
Ne hikayeler değil mi? Dur, daha bitmedi! Bayrağı, orduyu anlatacağız! 1506’dan bu yana Papa; İsviçre askerleri koruması altında. 2. Julius’dan beri. 30 yaş altı, Katolik ve bekar erkeklerden seçilen, bizzat Papa tarafından kutsanarak görev yapan, her türlü teknolojik silahı kullanma yetisine sahip ve O’nu yurtdışı gezilerinde de koruyan 100 kişilik bir ordu! Görev süreleri iki yıl. Vee, ilginç giysileri. Michelangelo tarafından tasarlandığı söylense de; 1914’den beri kullanılan bu tasarım; komutan Jules Repond’a ait! Bunların haricinde, mavi giysili bir grup asker de görev yapıyor; duvarların dışında. Dedik ya; iyi korunuyor, Vatikan! Ama hissedilmiyor.
Şimdi de ünlü bayrakları. 1825’den beri var olan bir olgu ama, ülkenin resmi olarak kuruluşu 1929 olarak kabul gördüğüne göre, o tarih ile özdeş! Kardinal Gasparri’nin, Başbakan Mussolini ile anlaşması sonucu oluşan bir şehir-devlet! Kare şeklindeki bayrakta; beyaz ve sarı iki dikey şerit mevcut. Beyazın tam ortasında; St.Pietro’nun çapraz anahtarları ve piskoposluk tacı var! İki anahtardan altın olanı, cenneti; bronz olanı Papa’yı temsil ediyor.
Anlatacak çok olgu var daha. Cizvitler, Opus Dei, Dominicani, Fransiskenler ve daha niceleri. Dedik ya, Vatikan sihirli. Ama biz daha çok turistik yanına, gezmeye odaklanalım. Meraklılar, araştırsın, bulsun… Vatikan kesinlikle görülmeli.